Ana Sayfa


GENEL İŞLETME

1.ÜNİTE

İŞLETME KAVRAMI


İşletme bilimi, işletmelerin kuruluşu, finansmanı,üretim araçlarının sağlanması, üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanması, örgütlenip yönetilmeleri ve parasal olayların izlenmesi konularını ele alıp inceleyen bir bilim dalıdır.
İşletmeler ekonomik sistemin temel birimleridir. Ekonomik sistem, bir ülkenin sahip olduğu kaynakların, gereksinme ve isteklerinin karşılanması amacıyla , vatandaşlar, bireyler ve kurumlar arasında dağılımı temel alan kurallar bütünüdür.
Ekonomik sistemlerin bazılarında üretim faktörleri, özel kişi ya da kuruluşlar tarafından yönetilir, diğerlerinde üretim faktörlerinin sahibi devlettir.
Planlı ekonomilerde üretim faktörlerinin tümü veya büyük kısmı devlet denetimindedir. Pazar ekonomilerinde ise üretim ve kaynak dağılımı, arz-talep dengesine göre üretici ve tüketiciler tarafından şekillendirilir.

ÜRETİM ÖĞELERİ

Üretim öğeleri, gereksinimlerin karşılanması amacıyla mal ve hizmet üretiminde yararlanılan, bir ülkenin sahip olduğu temel kaynaklardır.
1-EMEK(İŞGÜCÜ) İşletmelerde üretimi ortaya koyan insan kaynağını ifade eder.
2-GİRİŞİMCİ ; Mal veya hizmet üretimi için üretim öğelerini bir araya getiren kişidir.
3-SERMAYE(KAPİTAL) Mal ve hizmet üretimini destekleyen servet, sermaye adını alır.
4-DOĞAL KAYNAKLAR; Doğadan elde edilen doğrudan veya işlenerek kullanılan her tür maddeyi içerir. Toprak, su gibi.
5-TEKNOLOJİ; Mal ve hizmet üretimi için kullanılan yöntemlerdir.

GEREKSİNME VE İSTEKLER

Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin hareket noktasını insan gereksinim ve istekleri oluşturur. Sınırsız gereksinimleri karşılayacak sınırlı kaynakların nasıl dağıtılacağı sorunu ekonomik işleyişin belirleyicisidir. Gereksinimler bir kez karşılandıktan sonra tümüyle giderilmezler.

TALEP
İnsanların gereksinmelerini gidermek yönünde davranışta bulunması talebi doğurur. Talep, satın alma gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdikleri istekleridir. Bir mala olan talepten siz edebilmek için şu koşulların bir arada olması gerekir
1- Mala karşı duyulan gereksinme ya da istek
2- Malın karşılığını ödeme isteği
3- Karşılığı ödeyebilecek gelir düzeyi
Bir arabaya karşı varlıklı bir kişinin duyduğu gereksinme ve yeterli ödeme gücü o kişinin bu konuda ödeme isteği olmadıkça talep oluşturamaz. Talep karşısında işletmelerin tüketicilerin gereksinmelerinin karşılamak üzere mal ve hizmet sunumunda bulunmaları ARZ olarak nitelenir.




TÜKETİCİ VE TÜKETİM

Tüketim, insan gereksinmelerini ve isteklerini karşılamak amacıyla üretilen mal ve hizmetlerin kullanımıdır. Tüketim işlemini gerçekleştiren bireylere ya da örgütlere TÜKETİCİ denir. Son tüketici kişisel ya da aile gereksinmeleri nedeniyle bir mal ya da hizmeti satın alan birey ya da kuruluştur. Endüstriyel tüketici üretim yeniden satma ya da işletme kurma amacıyla satın almada bulunan bireyler ya da örgütlerdir

TÜKETİM VE ÜRETİM İLİŞKİSİ

Bireyin ekonomideki rolü iki yönlüdür. Tüketicilik ve üreticilik.

1- Öncelikle her birey bir tüketicidir ve herkes yaşamını sürdürebilmek için çeşitli düzeylerde mal ve hizmet tüketmek zorundadır.
2- Bireyin ikinci yönü üreticiliktir. Kişilerin mal ve hizmet tüketebilmeleri için satın alma gücüne sahip olmaları gerekir.

BAŞARI ÖLÇÜTLERİ ETKENLİK VE İLGİLİ KAVRAMLAR

Endüstriyel işletmeler açısından etkenlik işletmelerin başarısında temel bir göstergedir. Etkenlik verimliliğe göre daha kapsamlıdır. Etkenliği teknik, ekonomik ve işletme biliminde olmak üzere incelersek,

1-TEKNİK ETKENLİK İşletme faaliyetlerinin belirlenen niceliksel standartlara ulaşabilme derecesi,belirli bir işi en ucuz yoldan yerine getirmek ya da belirli bir çıktıyı en düşük girdiyle sağlayabilmektir.
2-EKONOMİK ETKENLİK İşletmelerin ellerinde bulunan kıt kaynakların en iyi biçimde kullanımına yöneliktir.
3-İŞLETME BİLİMİNDE ETKENLİK Belirli bir girdi ile en yüksek çıktının elde edilmesi, belirli bir çıktı düzeyinin en düşük girdiyle sağlanabilmesidir.

ETKENLİKLE İLGİLİ KAVRAMLAR

VERİMLİLİK Üretimden elde edilen çıktıların fiziksel niceliklerinin üretimde harcanan girdilerin fiziksel niceliklerine oranıdır.

Çıktı (üretilen mal veya hizmetler)
VERİMLİLİK=___________________________________

Girdi (işgücü, sermaye, doğal kaynaklar)

EKONOMİKLİK (RASYONELLİK) Üretimin satış tutarının, maliyet tutarına oranlanmasıdır.

KARLILIK (RANTABİLİTE) Belirli bir zaman kesiti içinde işletme faaliyetleri sonunda elde olunan toplam net karın, o zaman kesitinde kullanılan kapitale oranıdır.

Verimlilik, ekonomiklik ve karlılık kavramlarının her biri işletmelerin etkinliğini ortaya koyan ölçütlerdir.

İŞLETME KAVRAMI

İşletme insanların gereksinme duydukları ya da istedikleri malları ve hizmetleri sunabilmek için gerekli olan faaliyetleri gerçekleştirme aracıdır. İnsan gereksinmelerinin karşılanması için mal ve veya hizmet üretiminin gerçekleştirildiği iktisadı birimdir. Bir birimin işletme sayılmasının temel koşulu kar amacı gütmesi değildir. Özel sermayenin yanı sıra kamu sermayesiyle kurulmuş işletmeler de vardır.

GİRİŞİM VE GİRİŞİMCİ

Girişim başkalarının gereksinimlerini karşılamak üzere pazarı olan ve pazarda fiyatı oluşturan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak ve sahibine kar sağlamak amacını güden bir işletmedir. Her girişim bir işletme olurken her işletme bir girişim değildir. Bir birimin işletme sayılabilmesi için insan gereksinmelerini karşılayan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak amacıyla üretim araçlarının bir araya getirilip didinmede bulunması yeterlidir. Oysa bir işletmeye girişim denebilmesi için bu iki özellikle birlikte sürekli didinmede bululması üretilen mal ve hizmetlerin başkalarının gereksinmesini karşılaması pazarının ve fiyatının bulunması gerekir. Girişimin temel amacı kar sağlamaktır.
Girişimci ise gereksinmeleri karşılamak üzere iktisadi mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirilmesi için üretim faktörlerini bir araya getiren kişidir. Girişimcinin temel özellikleri
1-Üretim araçlarını sağlayıp üretime yöneltme
2-Ortaya çıkabilecek riskleri üstlenmedir.

Girişimcinin İşlevleri
1- Yeni ürünler ortaya çıkarmak ya da bilinen ürünlerin niteliklerini değiştirmek
2- Yeni üretim yöntemleri geliştirip uygulamak
3- Endüstride yeni ve gelişmiş örgütlenmeleri gitmek
4- Yeni pazarlara açılmak
5- Yeni girdi kaynakları bulmak
6- Yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişkileri arttırmak
7- İşletme ile kamu ve devlet arasındaki ilişkileri geliştirmek

YÖNETİCİ

Yönetici başkalarının gereksinmelerini karşılamak üzere mal ve hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilmesini yöneten kişidir. Profesyonel yönetici bu işi ücret karşılığı yapar.

ÖZEL GİRİŞİM

Özel girişim bireylerin devlet müdahalesi olmaksızın kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda davrandığı bir sistemdir. Özel girişim sistemlerinde dört temel unsur vardır.

1-Özel mülkiyet hakkı bireylerin taşınır ve taşınmaz değerleri satın alma, sahip olma, kullanma ve satma hakkıdır.
2-Seçme özgürlüğü, tüketici ve üreticilerin ekonomik kararlarındaki serbestliği ifade eder.
3-Kar elde etme, kaynaklarını riske sokmak yatırıma girişenlerin, faaliyetleri sonucunda oluşacak kar üzerindeki hakkıdır.
4-Serbest rekabet, iki veya daha fazla sayıda işletmenin aynı kaynaklara veya müşteri kitlesine yönelmesi durumunda ortaya çıkar.


ÜNİTE 2


İŞLETMELERİN AMACLARI

Amaçlar işletmelerin ulaşmak istediği durumları ifade eder.
TEMEL AMAÇLAR
1-KAR SAĞLAMA: İşletmenin belli bir dönem sonunda elde ettiği toplam gelirler ile katlandığı toplam giderler arasındaki olumlu fark kardır. Kar işletmeler için gelişme ve büyüme göstergesidir. Çalışanlar için de özendirme ve teşvik aracıdır.
2-TOPLUMA HİZMET: İşletmelerin belli bir üretimi gerçekleştirmeleri iş imkanı sağlamalarıdır. Salt topluma hizmet amacını güden işletmeler kamu işletmeleridir.

ÖZEL AMAÇLAR

1-UZUN DÖNEMLİ BÜYÜME: İşletmelerin varlıklarını sürdürmesi sürekli büyüme ve gelişmenin sağlanmasıdır. Karlılıkla bağlantılıdır.
2-TÜKETİCİLERE NİTELİKLİ MAL SUNMA: Kar amacını olumlu yönde etkileyen bir çabadır.
3-ÇALIŞANLARA UYGUN ÜCRET VERME: Çalışanlara iyi ücret verilmesi çalışma koşullarının güvenli ve sağlıklı kılınması önemli bir özendiricidir.
4-TOPLUMSAL SORUMLULUK: Giderek özel kesim işletmelerinde de önem kazanır. Karın bir bölümünün toplumsal etkinliklere aktarılması doğal çevrenin korunması gibi

İŞLETMELERİN İŞLEVLERİ

BENZERLİKLER İLKESİNE GÖRE

1-Üretim işlevi
2-Pazarlama işlevi
3-Finansman işlevi
4-Personel işlevi
5-Dağıtım işlevi

HENRİ FAYOLA GÖRE

1- YÖNETİM FAALİYETLERİ: Planlama, örgütleme,yöneltme, koordinasyon,denetim
2- Teknik ya da üretim faaliyetleri
3- Ticari faaliyetler: satış,pazarlama
4- Finansal faaliyetler: fonların sağlanması
5- Muhasebe faaliyetleri: gelir gider hesapları, envanter
6- Güvenlik faaliyetleri

İşletmelerin hangi işlevi uygulayacağı , üretim konusu, sektörün durumu, özel koşulların ve işletmelerin büyüklüğüne göre değişir.

İŞLETMELERİN ÇEVRE İLİŞKİLERİ

Çevre unsurları, çıkar gruplarıdır.
1-İÇ ÇEVRE UNSURLARI;
A- Sermaye Sahipleri , İşletmenin öz varlığını sağlayan kişilerdir. Beklentileri kar elde etmektir.
B- Yöneticiler,
C- Çalışanlar, Yönetici ve çalışanlar fiziksel ve düşünsel çaba sarf ederler. İyi çalışma koşulları, ücret ve ödüllendirme beklerler.
2-DIŞ ÇEVRE UNSURLARI
A- Devletin Uygulamaları ve Yasalar, Devlet ile birey arasındaki ilişkileri düzenleyen anayasa, iş hukuku, idare hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, icra-iflas hukuku sorumluluklarla ilgili şu kuralları içerir. Çalışanların hakları, vergi vermek, iş güvenliği gibi.
B- Tüketiciler, İşletmeler öncelikle hedef kitle olan tüketicilerin beklentilerine cevap vermek zorundadırlar. Pazarda pay edinmenin yolu kaliteli ve uygun fiyatlı mal sunumudur.
C- Toplumsal Çevre, Toplumun kültürel, demografik özellikleri, yaşam biçimi, yeme-içme alışkanlıkları gibi
D- Rakipler, Aynı faaliyet dalında aynı hedef kitleye ürün sunan işletmelerdir. İşletmeler rakiplerinin ürün, fiyat, satış, insan kaynakları politikalarını öğrenmeye çalışmalıdır.
E- Tedarikçiler, İşletmelere üretim faaliyetleri için mal ve hizmetleri sağlarlar. Tedarikçilerle iyi ilişkilerde bulunmak faaliyetlerin aksamamasını sağlar.
F- Diğer İşletmeler, İşletmeye kredi veren bankalar, finans kuruluşlarıdır.
G- Fiziksel Çevre, Yeryüzündeki doğal kaynaklardır. Toprak, hava, su ve iklim


İŞLETMELERİN GRUPLANDIRILMASI

1-ÜRETİLEN MAL VE HİZMET ÇEŞİDİNE GÖRE,
A- Endüstri İşletmeleri, Üretim sürecinde kullanılan girdileri fiziksel ya da kimyasal yönden değişikliğe uğratarak yeni bir mala dönüştüren işletmelerdir.
B- Ticaret İşletmeleri, Üretici işletmelerin ürettikleri malların toptancılığını ve perakendeciliğini yapan işletmelerdir.
C- Hizmet İşletmeleri, Hizmet üreten ve pazarlayan işletmelerdir.
2-ÜRETİM ARAÇLARININ MÜLKİYETİNE GÖRE
A- Özel Kesim İşletmeleri, Üretim araçlarının mülkiyeti özel kişilerde olan işletmelerdir.
B- Kamu Kesimi İşletmeleri, Sermayesinin tümü ya da çoğunluğu devlete ait işletmelerdir.
C- Yabancı Sermayeli İşletmeler, Üretim araçlarının mülkiyeti başka ülke girişimcilerinin olan işletmelerdir.
3-HUKUKİ YAPILARINA GÖRE
A- ÖZEL İŞLETMELER
1-KİŞİ İŞLETMELERİ
-Tek kişi işletmeleri
-Adi şirket
-Kollektif şirket
-Adi komandit şirket
2-SERMAYE ŞİRKETLER

-Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
-Limitet şirket
-Anonim şirket
-Kooperatif

B- KAMU İŞLETMELERİ

1-Kamu iktisadi teşebbüsleri
2-Yerel yönetim işletmeler
3-Katma bütçeli yönetim işletmeleri
4-Döner sermayeli işletmeler

C- YABANCI SERMAYELİ İŞLETMELER

4-ULUSAL KÖKENLERİNE GÖRE

A- ULUSAL İŞLETMELER, Ülke sınırları içinde kurulmuş başka ülkeye bağlı olmayan işletmelerdir.
B- ULUSLAR ARASI İŞLETMELER, Yalnızca kendi ülkesinde değil başka ülkelerde de faaliyet gösteren işletmelerdir.
C- ÇOKULUSLU İŞLETMELER, Dünyayı tek bir Pazar olarak gören işletmelerdir.
5-İŞLETMELERARASI ANLAŞMALARA GÖRE
İşletmeler pazara daha çok egemen olma, yeterli olanaklara kavuşma, daha çok kar sağlama amacıyla aralarında gizli ya da açık anlaşmalar yaparlar.


ÜNİTE 3

İŞLETMELERİN KURULUŞU

KURULUŞ KARAR SÜRECİ
Yatırım Kararı ile ilgili aşamalar
1-Yatırım Düşüncesi, Bir işletme kurulmadan önce belli bir alanda ve çapta üretim düşüncesinin girişimcilerin kafasında oluşması gerekir. Büyüme eğilimi, maliyeti düşürme, yeni mala geçiş, teknolojik yenileme gibi
2-Yapılabilirlik –Fizibilite- Araştırmaları
A- Ekonomik Araştırmalar, Ekonomik açıdan verimli, karlı, ussal olup olmadığını araştırma
B- Teknik Araştırmalar, Üretim teknolojilerinin, makinenin seçimi, bakım onarım olanaklarının araştırılması
C- Finansal Araştırmalar, Yatırım maliyetleri, döner sermaye gereksinmeleri, finansman kaynaklarının saptanması
D- Yasal Araştırmalar, Sermaye gereksinimi, mali sorumluluk, vergilendirme, kredi sağlama olanaklarının araştırılması
E- Örgütsel Araştırmalar, İş analizi, iş bölümü ve uzmanlaşma, yetki-sorumluluk dağılımı, personelin belirlenmesi


3- Yapılabilirlik Projesi –ön proje- Araştırmalara dayanılarak ön proje oluşturulur. Yatırım düşüncesinin gerçekleştirilme olasılığını ortaya koyar,
4- Değerlendirme ve Yatırım Kararı, Bir özel girişimcinin yapacağı yatırımın ön projesinde kullanacağı temel ölçüt sağlanacak kardır. Diğer ölçütler borç ödeme, katma değer ölçütü, sermaye hasıla oran, sermaye yoğunluğu, emek verimliliği
5- Kesin Proje, Projenin somutlaşarak ayrıntılarının belirlenmesidir. Kapasite, büyüklük, hukuksal yapı, teknik özellikler gibi ayrıntılar bulunur.
6- Projenin Uygulanması-Yatırım- Arsa alınması, yapımı, donanımın kurulması, manaların alınması, yatırımın gerçekleşmesidir.
7- Üretime Geçiş, Deneme üretimine geçilmesidir.


KURULUŞ YERİNİN BELİRLENMESİ

Üç aşamalı olarak gerçekleşir.
1.Aşama, Ülke sınırları içinden bölgeyi seçmek
2.Aşama, Bölge içinden noktayı saptamak
3.Aşama, Bu noktadaki arsada işletmeyi oluşturmak

KURULUŞ YERİ ETKENLERİ

1-HAMMADDE, Malın önemli bölümünün oluşmasına katkıda bulunan girdiler hammadde, öbürleri ise yardımcı madde ya da malzemedir. Hammaddeler çabuk bozulduğu için tarımsal ürünleri kullanan işletmelerde yakınlık daha da önemlidir.
2-ULAŞTIRMA,Kuruluş yerinin ulaşım açısından rakiplere göre olumsuz olmaması gerekir. Demiryolu, denizyolu, karayolu, havayolu, boru hattı kullanılır. Ulaştırma, maliyetleri etkiler.
3-PAZARA YAKINLIK, Nüfusun yoğun olduğu alanlar işletmeleri çeker. Satış sonrası hizmet gerekiyorsa onarım , bakım gibi pazarda servis işini yürütecek olanaklar sağlanmış olmalıdır.
4-İŞGÜCÜ, Büyük yerleşim merkezlerinde nitelikli işçi sağlamak daha kolaydır. Maliyet giderleri içinde işçilik maliyetinin çok yüksek olduğu işkollarında küçük kentlerde ücret düzeyleri daha düşük olduğu için küçük kentler tercih edilir.
5-ENERJİ VE YAKIT, Bazı dallarda yer seçimini etkileyen en önemli etken enerjinin sağlanması ve fiyatıdır. Enerji gereksinimi çok olan işletmeler ucuz ve kolay elektrik enerjisi elde edilebilen akarsuların çevrelerinde kurulur.
6-SU, Yer seçiminde etkisi bakımından su sağlanması kimi endüstri dallarında en başta gelen etken olmalıdır. Örn, kimya, kağıt, dokuma endüstrisi
7-DOĞA KOŞULLARI, İklim işletmede çalışanların sağlığını, çalışma yeteneğini, üretkenliğini etkiler. Ayrıca ısı, nemlilik derecesi de işletmelerin üretimini etkiler.
8-ATIKLAR, Sağlıkla ilgili düzenlemeler, belediye uygulamaları, kent planları, çeşitli endüstrilerin nerede ve nasıl kurulabileceğine ilişkin kurallar koyar.
9-ÖZENDİRME ÖNLEMLERİ, Devlet işletmelerin belli yerlerde kurulmasını özendirmek ya da zorlaştırmak için çeşitli önlemler alır. Halkın çıkarlarını korumak, çevrenin bozulmasını engellemek, endüstri ve ticareti belli yerlerde geliştirmek ya da sınırlamak gibi. Bu önlemler iki ana kümede incelenebilir.
A- Enerji, ulaştırma, haberleşme gibi altyapı yatırımlarının devletçe gerçekleştirilmesi
B- Özel kesime vergi ayrıcalığı yada indirimi sağlamak, belli bölgelere yatırım, gümrük indirimi gibi
10-ÖBÜR ETKENLER, Belediyelerin ya da öteki yerel yönetimlerin koyduğu yerel vergi, resim ve harçlar, çalışanların işletme çevresinin kültürel koşulları gibi . Ayrıca işletmenin sanayi bölgesinde kurulmasının üstünlükleri vardır. Nitelikli işçi bulma, yedek parça sağlama gibi

NOT İşletmelerin büyük yerleşim merkezlerinin çevresinde düzenli ve planlı olarak toplandığı yerlere Organize Sanayi Bölgesi denir.

ÜNİTE 4

İŞLETMELERİN BÜYÜMESİ

Sürekli ve dengeli büyüyen işletmeler dinamik işletmelerdir.
BÜYÜME NEDENLERİ
1- Büyümede Çevre Etkisi,
A- İç Paydaşlar, Çalışanlar ve sendikalar
B- Dış Paydaşlar, Rakipler, devlet ve tüketiciler
2- Büyümede Finansal Nedenler
A- Fonların Kullanılmasında Etkenlik, Rekabette finansal üstünlük sağlar.
B- Büyüme ile karı arttırma imkanı sağlamak, Kredi kurumlarında ve borsada prim sağlar
3- Büyümede Üretime İlişkin Nedenler
A- Üretim Hacminin Arttırılması, girdilerle büyük miktarlarda alışlarla maliyet tasarrufu sağlar.
B- Ar-Ge Faaliyetlerine Ağırlık Verilmesi, Yan ürünlerin geliştirilmesi
4- Büyümede Pazarlama Nedenleri
A- Pazarlama Tekniklerini Verimli Kullanma, Ulusal ve uluslar arası pazarlara giriş kolaylaşır.
B- Pazar Stratejilerini Geliştirme, Satış giderlerinden tasarruf sağlar.

BÜYÜME BİÇİMLERİ
Büyüme biçiminin karşılaştırılmasında dikkate alınacak konular
1- İşletmenin mevcut durumu
2- İşletmenin faaliyet gösterdiği endüstri dalı
3- Üretilen malları karşı olan talebin trendi
4- Rakip işletmelerin büyüme modelleri
5- Ekonominin gidişi

BÜYÜME MODELLERİ
1- İÇ BÜYÜME, İşletmelerin kendi kaynaklarına dayanarak mevcut faaliyetlerin genişletilmesi yoluyla gerçekleştirilir. Borçlanma, otofinansman , yeni sermaye bulma gibi
A- YATAY BÜYÜME, İşletmelerin aynı üretim dalında faaliyet boyutlarını genişletmesidir. Örn, aynı konuda üretim yapan fabrika sayısını arttırma

-Ürün Farklılaştırılması, aynı ürünü değişik özelliklerle piyasaya sürme
-Pazar Farklılaştırılması, işletmenin ürünü farklı pazarlarda yaygınlaştırması

B- DİKEY BÜYÜME

-Geriye Doğru Dikey Büyüme, İşletme daha önce satın aldığı girdileri kendisi üretir.
-İleriye Doğru Dikey Büyüme, İşletmelerin ürettiği malların tüketicilere geçmesi sırasında gerçekleşir. Giysi üreten bir işletmenin ürettiği ürünleri bayiler ve mağazalar yoluyla satması yerine satış mağazaları açması –gibi. Dağıtım kanallarında sıkıntı yaşandığında bu yola başvurulur.
2- DIŞ BÜYÜME İşletmeler iç kaynakları yeterli olmadığı zaman dış kaynaklardan yararlanma yoluna giderler.
3-
A-DİKEY BİRLEŞME , İşletmenin pazarda rekabet gücünü arttırır, satın alma, satma giderlerinden kurtarır.
Ancak tedarikçiler ve satıcılardan bilgi akışı azalır. Örgüt kültürü farklı bir işletmeyle birleşilirse, başarısızlık getirir.
-Geriye Doğru Dikey Birleşme, Satın alınan işletmenin çıktısı, satın alan işletmenin girdisini oluşturuyorsa söz konusu olur. Örn, dokuma fabrikasının iplik işletmesi ile birleşmesi
-İleriye Doğru Dikey Birleşme, İşletmenin, mallarını satan veya dağıtan işletmeyi satın almasıdır. Örn, Franchising anlaşması yapma, Coca Cola

B-YATAY BİRLEŞME, Birbirinin aynısı olan malları üreten ve pazarlayan işletmelerin birleşmesidir. Faaliyet bilgesini genişletmek, ürün çeşidini, üretimi arttırmak, rekabette güçlenmek için yapılır.


HUKUKİ VE EKONOMİK AÇIDAN BİRLEŞME TÜRLERİ

1- KARTEL, Aynı konuda çalışan iki işletmenin birleşerek, tüketicinin aleyhine karlarını arttırmalarıdır.
A- Faaliyet Karteli, Anlaşarak aynı fiyattan satış yapılmasıdır.
B- Bölge Karteli, Pazarı bölümlendirerek belli bölgelerde kartele bağlı işletmelerin mallarının satılmasıdır.
C- Miktar Karteli, Üretim sınırlandırmasına gidilerek fiyatın belli seviyenin altına düşmemesi sağlanır. Örn, OPEC
2- KONSERN, Tekelleşme yaratır. Amaç maliyeti düşürmektir. Konserne katılan işletmeler dikey büyüme halinde birbirlerini tamamlarlar.
3- HOLDİNG, İşletmeler bağımsızlıklarını kaybetmezler. Oy çokluğu amaçlanmaktadır. Değişik konularda çalışan işletmeler birleşir. Ana şirket bağlı şirketlerin hisse senetlerini ele geçirerek bu şirketlerin yönetiminde siz sahibi olur.
4- TRÖST, Amaç pazarı genişletmektir. Tröste dahil işletmeler hukuki, iktisadi bağımsızlıklarını kaybeder. Malı üretenler arasında yapılır. Yatırım tröstünde en çok kar getireceği düşünülen işletmenin hisse senetleri alınır.
5- TAM BİRLEŞME, İki veya daha fazla işletmenin tek bir işletme haline gelmesidir.
6- SATIN ALMA YOLUYLA BİRLEŞME, Farklı büyüklükteki birleşmelerin aralarında gerçekleştirdiği birleşmedir. Yararları şunlarıdır
A- Rakiplerle daha iyi mücadele
B- Verimliliğe yöneltme
C- Geliri arttırma
D- Yönetimdeki eksiklikleri tamamlama
E- Ürün çeşitlendirme
F- Büyümeyi daha kolay sağlamaktır.

İŞLETMELERDE KÜÇÜLME
Son yıllarda artan rekabet koşullarında esneklik kazanabilmek için büyüme yerine küçülme gerekli bir faaliyet olarak görülmüştür. Gereksiz büyüme yerine küçülme bazı üstünlükler sağlar.
1- Küçük de büyük kadar iyidir.
2- Küçülme de büyüme gibi örgütsel gelişmenin doğal bazen arzu edilebilir bir aşaması olabilir.
3- Örgütsel karmaşa ve tutarsızlık da uyum ve tutarlılık kadar örgütsel etkinliğin bir göstergesi olabilir.
KÜÇÜLME İÇİN KARAR VERME , Küçülme sorunları da beraberinde getiren ve kolayca başarılamayan bir süreçtir. Yönetim küçülmeyi hiçbir zaman kısa vadeli ve eleman azaltma programı olarak görmemelidir.
KÜÇÜLMEYİ PLANLAMAK, Küçülmeye başlamadan önce planlamasının yapılması ve bütün paydaşların ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Geçici olarak işten çıkarılanlar ve işe devam edenler yönetime güvenmelidir.


ÜNİTE 5

İŞ AHLAKI VE TOPLUMSAL SORUMLULUK

ETİK,İnsanlar için neyin doğru ve iyi olduğunun ortaya konmasıdır. Geniş anlamda etik, herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde geliştirilmesini sağlayan temel kurallar ya da değişkenlerdir.
Etik Kavramı Üzerinde Uzlaşamama Nedenleri

1- İşletmeler içerden ve dışardan çeşitli çıkar kümelerinin etkisindedir. Örn, pay sahipleri, tüketiciler, toplum, çalışanlar, devlet, sendikalar işletmeleri etkiler.
2- Toplum büyük bir hızla değişmektedir. Değerler, anlayışlar ve toplumsal normlar son yıllarda hızlı bir evrim geçirmiştir.

YASALAR-ETİK İLİŞKİSİ

1- Yasalar zamana göre değiştiğinden etikle bağlantıları da değişmektedir. Yasak olan bir eylem daha sonra bu sınırlardan çıkabilir.
2- Yasalar kimi davranışları olumsuz görürken etik ilkeler olumlu olabilir.
3- Yasalar ile toplumun etik standartları arasında önemli bir açıklık bulunur, yasalar toplumun gelişimine ayak uyduramaz.

İŞLETMELERLDE ETİK AÇIDAN SORGULANACAK DAVRANIŞLAR

1- Harcamalarda sahtecilik yapmak, zimmet, hırsızlık. Etkisi işletme için olumsuzdur. Denetim dışıdır.
2- İşini yetersiz yapma, sahtecilikleri ve olumsuzlukları görmezden gelme, yetersiz çalışanlara göz yumma. Etkisi işletme için olumsuzdur. Görevde hatalı davranmadır.
3- Rüşvet verme, fiyat anlaşmaları yapma, pazarda spekülasyon yapma. İşletme için olumlu etkisi vardır. Görevi kötüye kullanmadır.
4- Güvensiz nükleer enerji kullanımı, sağlığa aykırı mal üretme, el altından yasak mal üretimi ve dağıtımı. Etkisi işletme için olumludur. Görevi bilinçle sürekli kötüye kullanmadır.

TOPLUMSAL SORUMLULUK VE ETİK

Bir işletmenin ekonomik sorumluluğu, toplumun istediği ve gereksindiği mal ve hizmetleri işletmenin sürekliliğini sağlayacak ve yatırımcılara karşı sorumluluklarını yerine getirecek bir fiyatla üretmektir.
Toplumsal sorumluluk toplumla işletmeler arasındaki bir toplumsal anlaşmadır.

ETİK SORUMLULUK VE İŞLELTME KARARLAR

Yöneticilerin verecekleri kararlar 5 açıdan karmaşıktır.
1- Etik kararların sonuçları başkalarını da ilgilendirir.
2- Etik sorunlara ilişkin kararlar çeşitli seçeneklere sahiptir. Bu kararlar genelde evet-hayır biçiminde oluşmaz.
3- Etik sorunlara ilişkin işletme kararları çoğunlukla karmaşık sonuçlar doğurur.
4- Etik konulardaki çoğu işletme kararı kişisel bir özellik taşır.
5- Çoğu işletme kararı belirsiz etik sonuçlar doğurur.

ETİK ÇATIŞMALARIN NEDENLERİ
Etiğe ilişkin konuların ortaya çıkmasına yol açan etkenlerin başında bireylerin kişisel değer yargıları ile çalışılan işin ve yaşanılan toplumun değer yargıları arasındaki çatışma gelir.

ETİK KONULARIN SINIFLANDIRILMASI
1- ÇIKAR ÇATIŞMALARI, Kişiler kendi kişisel çıkarlarını örgütlerin ya da çeşitli grupların önünde tuttuğunda çıkar çatışması doğar. Örn, rüşvet
2- İÇTENLİK VE DOĞRULUKTAN SAPMA, İçtenlik, dürüstlük, güvenirlik, candan olma. Genel ahlak değerleridir.
3- İLETİŞİM, Bilginin akışı ve anlamının paylaşımıdır. Örn, reklam mesajları, ürün güvenliğine ilişkin bilgiler, çevre kirliliği, çalışma koşulları
4- ÖRGÜTSEL İLİŞKİLER, Örgüt üyelerinin tüketicilere, girdi verenlere, ast-üstlere karşı davranışlarından doğan etik sorunlar olabilir. Örn, başkasının başarısını üstlenme.

ETİK SORUNLARDA TARAFLAR VE İŞLETMELERİN İŞLEVSEL ALANLARI
1- İŞLETME SAHİPLERİ, İşletmenin başka işletmelerce satın alınması, başka işletmelerle birleşmemi ile yöneticilerin özellikle pay sahiplerine karşı sorumlulukları artar.
2- FİNANS, Finansal kaynakların nasıl sağlandığı ve kullanıldığı etik ve yasal sorunlar yaratabilir. Örn, halka açılmada pay değerlerinin belirlenmesi.
3- İŞLETME ÇALIŞANLARI, Çalışanların çalışmalarla ilgili üstlere bilgi vermemesi, işverenlerin astlarını yalan söylemeye zorlaması, hırsızlık, taciz gibi
4- YÖNETİM İŞLEVİ, Yöneticiler çalışanları örgütsel hedefler doğrultusunda örgütler ve güdüler. Yöneticiler çalışanlarla onların çıkarları arasında denge kurmak zorundadır.
5- TÜKETİCİLER, İşletmeler tüketicilerin istek ve gereksinmelerini karşılarken uzun dönemli değerlerini göz önünde tutmalıdırlar. Örn, çevreyi kirletme, bozuk ürün üretme gibi
6- PAZARLAMA İŞLEVİ, Reklamların yanlış ve aldatıcı olmaması, ürünlerin güvenli biçimde kullanılabilmesi, fiyat düzeylerinin gerçekçi olarak saptanması gerekir.
7- MUHASEBE İŞLEVİ, Serbest muhasebeci, mali müşavir, yeminli mali müşavir düşük ücret, yetersiz belgelere dayanma gibi işletme yöneticilerinin çeşitli zorlamaları ile karşılaşırlar.

ETİK NORMLAR CAUX ROUND TABLE İLKELERİ
1- İLKELERE GİRİŞ, İşgücü, kapital, ürün ve teknolojideki hareketlilik işletmelerin işlem ve etkilerini küreselleştirmektedir. Yasalar ve Pazar güçleri her konuda yeterli değildir. İşletmelerin politika ve eylemlerinden sorumluluk duymak ve karşılıklı çıkarlara güvene dayanmak temel konudur.
2- GENEL İLKELER
A- İşletmelerin sorumluluğu, Bir işletmenin toplum için değeri yarattığı değer, sağladığı işgücü, tüketicilere sunduğu mal ve hizmetlerin niteliği ve fiyatıdır.
B- İşletmelerin Ekonomik ve Toplumsal Etkileri, Yabancı ülkelerde mal ve hizmet üretmek, satmak için kurulan işletmeler, bu ülkelerin toplumsal gelişimine verimli bir istihdam yaratarak, halkın satın alma gücünü yükselterek katkıda bulunmalıdırlar.
C- İşletme Davranışları, İşletmeler yasalara, içtenlik, dürüstlük, saydamlık ilkelerine bağlı kalmalıdırlar.
D- Kuralları Uyum, Ticari kısıtlamalardan kaçınmak, özgür ticaret gerçekleştirmek, rekabette eşit koşullar sağlamak, dürüstlük ve eşitlik için işletmeler ulusal ve uluslar arası kurallara uymak zorundadırlar.
E- Ticari Anlaşmaları Desteklemek, Dünya Ticaret Örgütü gibi anlaşmaları desteklemek.
F- Çevreye Saygı, Doğal kaynağın israf edilmemesi.
G- Yasal Olmayan İşlerden Kaçınmak, Rüşvet, dolandırıcılık gibi




3- İŞBİRLİĞİ İLKELERİ

A- Müşterilerle ilgili ilkeler
B- İşletme çalışanları ile ilgili ilkeler
C- İşletme ve pay sahipleri ile ilgili ilkeler
D- Girdi sağlayanlarla ilgili ilkeler
E- Rakiplerle ilgili ilkeler
F- Toplumla ilgili ilkeler
NOT; EŞGÜDÜMLEME, Örgütsel amaçların desteklenmesi için çalışanların eylemlerinin düzenleştirilmesi ve uyumlaştırılmasıdır.


ÜNİTE 6

YÖNETİM KAVRAMI

YÖNETİM, Belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir araya gelen insanların ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere yapacağı faaliyetlerin düzenlenmesi sürecidir.
YÖNETİM TİPLERİ
1- AİLESEL YÖNETİM, Sahipliğin, temel politik karar organlarının ve hiyerarşik yapının önemli bir kısmının belli bir ailenin üyelerinden oluşmasıdır.
2- SİYASAL YÖNETİM, Sahipliğin temel politik karar organlarının ve önemli yönetim kademelerinin belirli siyasal eğilim ve ilişkilere sahip kişiler tarafından doldurulmasıdır.
3- PROFOSYONEL YÖNETİM, Temel politik karar organlarında ve hiyerarşik yapıdaki diğer bütün kademelerde belirli bir aileye veya siyasal eğilime bağlılıktan çok uzmanlık ve yetenek esasına göre seçilen kişiler tarafından doldurulmasıdır.
YÖNETİM PİRAMİDİ, Bir işletmedeki hiyerarşik yönetim basamaklarını gösterir. Üç gruba ayrılır.
1- TEPE YÖNETİM, İşletme sahipler, yönetim kurulu, genel müdür ve yardımcılarından oluşur.
2- ORTA YÖNETİM, Orta yöneticiler, bölüm müdürleri ve yardımcılarıdır.
3- İLK BASAMAK YÖNETİM, Üretim işini fiilen gerçekleştiren ve işlerin yapılışını denetleyen ustabaşı, şef, gözetimci gibi kişilerin oluşturduğu gruptur. Temel sorumlulukları, üretimin aksamadan ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktır.
YÖNETİCİLERİN ROLLERİ
Mintzberg, yöneticilerin üç grup davranış içinde olduğunu ve üç çeşit rol oynadığını belirtmektedir.
1- BİREYLER ARASI ROLLER, Örgütü düzenli ve rasyonel biçimde yürütmeye yardımcıdırlar.
A- Sözde Mevki Sahibi, Törensel görevler, ziyaretçi kabul etme, çalışanların nikah törenine katılma gibi
B- Liderlik Rolü, İş görenlerin işe alınması, eğitilmesi, yerleştirilmesi, teşvik edilmesidir.
C- Birleştirici Rolü, Ast ve üstlerden başka satıcılar ve müşteriler gibi çeşitli çıkar gruplarıyla ilişki içindedir.
2- BİLGİ SAĞLAMA ROLLERİ, Mintzberge göre çok önemli bir roldür. Yönetici bilgi toplama ve dağıtma işlevini birbirinden farklı üç rol aracılığıyla yerine getirir.
A- Monitör Olarak, yönetici sürekli biçimde yararlanabilecek olan bilgilerin nereden sağlanabileceğini araştırır. Örn, astlara sorular sorar.
B- Dağıtıcı Olarak, yönetici çok önemli bilgileri astlara ve diğer birimlere dağıtır.
C- Konuşmacı Olarak, temsilci olan yönetici topladığı bilgilerin bir kısmını birime hatta örgüt dışındaki bireylere dağıtır.
3- KARAR ALMAYA İLİŞKİN ROLLER,
A- Girişimci Rolü, Yönetici şirketi geliştirme, genişletme rollerini üstlenir.
B- Uyuşmazlıkları Çözümleme Rolü, Grevler, iflas etmiş müşteriler, iş görenlerle şirket arasındaki sözleşmelerin ihlali gibi kendi denetimi dışındaki olayları çözümlemeye çalışır.
C- Kaynak Dağıtıcı Rolü, Yönetici sorumluluğundaki her bir organizasyon biriminin hangi kaynakları elde edeceğine karar vermek ve bu konuda denge kurmak zorundadır.
D- Müzakerecilik Rolü, Yönetici herhangi bir işi bir danışma firması ile tartışıp çözümleyebilir.

YÖNETSEL YETENEKLER
1- TEKNİK YETENEK, Yöneticinin doğrudan sorumlu olduğu alan hakkında gerekli bilgiye sahip olmasıdır. İşe ilişkin teknik bilgidir.
2- BEŞERİ İLİŞKİLER YETENEĞİ, İnsanları içten gelen bir istekle çalışmaya ikna edebilme ve grup olarak amaçların gerçekleştirilmesinde işbirliği yapmalarını sağlayabilme yeteneğidir.
3- KAVRAMSAL YETENEK, Gerekli bilgileri bar araya toplayarak işletmenin bütünü için yeni planlar hazırlama, politikalar saptama ve planlanmış eylemlerin uzun dönemdeki muhtemel sonuçlarını önceden tahmin edebilme yeteneğidir. Daha çok üst basamak ile ilgilidir.
YÖNETİM KAVRAMININ GELİŞİMİ, 18. yy.. dan itibaren büyük gelişme göstermiştir.
1- KLASİK YÖNETİM TEORİSİ, İnsanı makinenin bir parçası olarak görür.
A- BİLİMSEL YÖNETİM TEORİSİ –F.TAYLOR- Üretim süreçlerinin planlanması ve kontrolü üzerinde durmuştur. Üretim artışını amaçlamıştır.
B- YÖNETSEL TEORİ –H.FAYOL- Fayol, yönetimin tanımını yönetim fonksiyonlarına dayandırarak yapmış ve yönetimi ileriyi görmek, örgütlemek, kumanda etmek, koordinasyon sağlamak ve kontrol etmek şeklinde tanımlamıştır. Yapısal ilkeleri, işbölümü, yönetim birliği, merkezcilik, yetki-sorumluluk, hiyerarşi ilkesidir. –J.J. Gibson
B- BÜROKRASİ MODELİ, -M. WEBER- Yapısal ilkeleri içeren bürokrasi modeli düzen ve disiplini ifade eder. Weber, örgütsel yapılanmanın ve işleyişin belli hiyerarşik kurallara uygun biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Klasik yönetimde özellikle bilimsel yönetimde insan makinenin bir parçası olarak görülür. Sistem standartlaştırılmıştır. Biri diğerinin yerine geçebilir. Örgüt kapalı ve mekaniktir. Çevre ile ilişkiler dikkate alınmaz. Sebebi klasik firma teorisinin etkisidir.
2- NEO-KLASİK –DAVRANIŞSAL- YÖNETİM TEORİSİ, En önemli özelliği, klasik teorinin eksik bıraktığı insan unsurunu ele almasıdır. Ana fikri, bir organizasyon yapısı içinde çalışan insan unsurunu anlamak onun yeteneklerinden yararlanmak yapı ile insan davranışları arasındaki ilişkileri incelemek, organizasyon içinde ortaya çıkan sosyal karışıklık, insan özellikleri, davranışlar motivasyon, kararlara katılma, iş tatmini gibi konulardır.
3- MODERN YÖNETİM TEORİSİ –SİSTEM YAKLAŞIMI- Örgütler dış çevreyle de karşılıklı etkileşimde olan açık sistemlerdir. Örgütler çevreden aldıkları girdileri bir dönüşüm süreciyle çıktı haline çevirerek çevreye sunarlar.



ÜNİTE 7

YÖNETİM İŞLEVLERİ

1- PLANLAMA, Amaçların ve bu amaçlara ulaşmak için en uygun yöntemlerin belirlendiği süreçtir Bilinçli hareket tarzının kararlaştırılmasıdır.
A- Örgütsel Amaçların Belirlenmesi, her bölüm kendi amaçlarına göre planlama önceliklerini çıkarmalıdır. İşletmenin mevcut durumu, işletme içi ve dışı etkenler değerlendirilmelidir.
B- Koşulların İrdelenmesi, belirlenen amaçlara ulaşmayı kolaylaştıran ya da sınırlayan koşulların değerlendirilmesidir. Bunlar içsel ya da dışsal faktörlerdir. İçsel faktörler, örgütleme biçimi, üretim tekniği, yönetim tarzı, personel politikasıdır. Dışsal faktörler ise, banka faizi, işgücü ücretleri, hammadde fiyatları, vergi oranları, diğer çevre koşullarıdır.
C- Alternatiflerin Geliştirilmesi, önceki aşamada belirlenen koşullar dikkate alınarak işletme için gerçekleştirilebilir alternatifler üzerinde durulmalıdır.
D- En İyi Alternatifin Seçilmesi, temel ölçüt işletmenin içinde bulunduğu koşullara uygunluktur. Alternatifler arasından mevcut koşullara en uygun olanı seçilir ve uygulama planı olarak benimsenir.
E- Planların Eyleme Geçirilmesi, ana ve yardımcı planlar birbiriyle çevre koşullarıyla uyumlu olmalıdır. Kesintisiz uygulanmalıdır.
PLAN TÜRLERİ
1- STRATEJİK PLANLAR, Örgütsel faaliyet alanlarının ve pazarların belirlenmesi, örgütsel kaynakların bu faaliyet alanlarına yönlendirilmesi çabalarıyla ilgilidir. Üst kademe yöneticileri tarafından ve uzun faaliyet dönemleri için hazırlanır.
2- TAKTİK PLANLAR, Stratejik planlardan sonra uygulama için ihtiyaç duyulur. İşletme stratejileri kısımlara ayrılarak uygulanır.
3- EYLEMSEL PLANLAR, Taktik planların yerine getirilmesini kolaylaştırmak, destek olmak amacıyla alt kademe yöneticilerince hazırlanır.
A- TEK KULLANIMLI PLANLAR, 1defa kullanılırlar.
a- PROGRAM, Herhangi bir hedefe ulaşmak için gerekli temel adımları, bu adımlardan sorumlu birey ve örgütü, adımların tamamlanmasında izlenecek sıra ve zamanlamayı gösterir.
b- PROJE, Program kadar fazla faaliyet dizisi içermeyen bir kez kullanılan planlardır.
c- BÜTÇE, Fonksiyonel plan ve eylem programlarının maliyeti veya bedelini gösterir,
B- SÜREKLİ PLANLAR, İşletme faaliyetlerinde süreklilik ve düzen sağlar.
a- POLİTİKALAR, Karar verme sürecine yol gösteren genel açıklama ve kararların sınırlarını belirleyerek amaçlara yöneltir.
b- GENYÖNTEM, Ayrıntılara ağırlık vererek politikaların nasıl ve ne yoldan uygulanacağını gösterir.
c- KURALLAR, İşletmede çalışanların davranışlarını etkileyen dar kapsamlı kesin ifadelerdir.
2- ÖRGÜTLEME, Planlarda belirtilen hedeflere ve bunlara ulaşmak için kararlaştırılan yollara uygun örgüt oluşturma sürecidir.
ÖRGÜTLEME İLKELERİ
Örgütlemede diğer yönetim işlevlerine sağlam bir zemin hazırlamak için belli ilkelere uyulmalıdır.
1- AMAÇ BİRLİĞİ, Bir bütün olarak örgütün her düzeyi açık seçik belirlenmiş amaçlara sahip olmalıdır.
2- KOMUTA BİRLİĞİ, Her ast yalnız bir üstten emir almalıdır.
3- İŞ BÖLÜMÜ VE UZMANLAŞMA, Her personel bilgi, yetenek ve becerisine göre işe yerleştirilmelidir.
4- GÖREVLERİN TANIMI, Görevli yöneticinin yapacağı işler, yetkisi, alacağı parayı ifade eder.
5- BASAMAKLAR SIRASI, Örgütte üstten asta doğru zincirleme yetki sistemi dikkate alınmalıdır.
6- YETKİ-SORUMLULUK DENKLİĞİ, Bir personel sahip olduğu yetki kadar sorumluluğa sahip olmalıdır.
7- AYRIKLIK, Rutin işleri alt kademe yöneticisinin, stratejik ve genel işleri üst kademe yöneticilerinin yürütmesidir.
8- YÖNETİM BİRLİĞİ, Bir grup veya bölümden bir kişinin sorumlu olmasıdır.
9- FONKSİYONEL BENZERLİK, Belirli işlerin ve bu işlerde uzmanlaşmış personelin aynı bölümde toplanmasıdır.
10- YÖNETİM ALANI, Bir yöneticinin kontrol edebileceği kadar kişiden sorumlu olmasıdır.
11- ÇAPRAZ İLİŞKİLER, Aynı yönetim basamağında görevli kişilerin buluşup konunun ayrıntılarına girmelerine karar almalarına olanak sağlanmalıdır. –Kısa devre ya da Fayol Köprüsü ilkesi-

BÖLÜM, İşletmenin bir kesimi, kolu işletme ile ilgili belli çalışmaları içine alan çevre veya bölgedir.
BÖLÜMLERE AYIRMA, İşletmeyle ilgili çalışmaların, faaliyetlerin gruplandırılarak bölümlerin oluşturulması ve bu bölümler arasındaki çalışma ilişkilerinin belirlenmesidir.
BÖLÜMLERE AYIRMA TÜRLERİ
-fonksiyonlarına göre -ürün temeline göre
-coğrafya temeline göre -müşteri temeline göre
-sayı temeline göre -zaman temeline göre
-süreç ve amaca göre

3- YÖNELTME –YÜRÜTME-EMİR KOMUTA- Yöneticinin astlarının faaliyetlerini yönlendirmesi ve onlara ne yapmaları gerektiğini bildirmesiyle ilgili yönetsel süreçtir.
GÜDÜLEME, İnsanların faaliyetlerinin devamını sağlayan, harekete geçiren uygulamalardır.
A- MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ TEORİSİ,
1- Temel gereksinmeler, su, yiyecek gibi
2- Güvenlik gereksinimi
3- Sosyal gereksinmeler, ait olma, kabul görme gibi
4- Saygınlık gereksinimi, beğeni, saygı kazanma gibi
5- Kendini gerçekleştirme, bireyin yeteneklerinin farkına varması, kendini geliştirmesidir.
B- HERZBERG VE ÇİFT FAKTÖR TEORİSİ
1- Güdüleyici Etmenler, iş başarma, sorumluluk, gelişme ve ilerlemedir. İşin içeriği ile ilgilidir.
2- Hijyen Etmenler, İşletmenin yönetimi, politikası, denetim, ücret, çalışma koşullarıdır. İşin çevresi ile ilgilidir.
C- BAŞARI İHTİYACI TEORİSİ –MC CLELLAND- Başarı ihtiyacı, güç ihtiyacı, bağlanma ihtiyacıdır.
D- BEKLENTİ TEORİSİ –VROMM- Bir insanın güdülenmesi belli bir davranışın amaca ulaştıracağı beklentisi ile o bireyin amaca verdiği önemin çarpımına eşittir. Bireyler beklentisi yüksek olan arzulanan amaçlar için çaba harcarlar.

LİDERLİK, Amaçlara ulaşmak için başkalarının davranışlarını yönlendirme ve diğerlerini etkileme sürecidir.

A- AYIRDEDİCİ YAKLAŞIM, Lider olunmaz, lider olarak doğulur. Fiziki özellik, beden yapısı, görünüş, zeka, konuşma etkinliği
B- STİL YAKLAŞIMI, Liderlik davranışları belirlenirse, bu davranışları elde etmek için kişiler eğitilebilir.
C- DURUMLARA GÖRE YAKLAŞIM, Her durum için ayrı liderlik davranışları belirlenir.
D- YENİ LİDERLİK YAKLAŞIMI, Lider örgütün gelecekteki durumunu gören ve geleceğe yönlendiren kişidir. Lider, karizmatik ve yaratıcıdır.

GÜÇ, Kişide var olan potansiyel enerjidir. Bireyin başkalarını istediği yönde davranışa yönlendirebilme yeteneğidir.
GÜÇ ALANI, Güçlü kişinin etkileyebileceği kişilerin toplamıdır.
GÜÇ KONUSU, Güç sahibinin başkalarını hangi konularda etkileyebildiğini gösterir.
GÜÇ KAYNAKLARI, Başkalarını etkileyebilmek için yararlanılan kaynaklardır. Ödüllendirme gücü, zorlayıcı güç, yasal güç, uzmanlık gücü, karizmatik güçtür.

İLETİŞİM, Bilgi, duygu, düşünce ve anlayışın bir taraftan diğer tarafa aktarılması sürecidir.
İLETİŞİMİN ÖZELLİKLERİ

A- KAYNAK, Fikir, düşünceyi sembollerle alıcıya ileten kişi ya da kurumdur.
B- İLETİ, Kaynaktan alıcıya gönderilen ortak anlayış zemini yaratmayı amaçlayan iletişim unsurudur.
C- ALICI, İletiyi alan taraftır.
BİÇİMSEL İLETİŞİM, Örgütteki yetkililerce önceden düzenlenen iletişim, bilgi akış sistemidir. Türleri
A- DİKEY İLETİŞİM, Üst ve astlarla iki yönlü gerçekleşir.
B- YATAY İLETİŞİM, Aynı düzeydeki yönetici veya fonksiyonel bölümler arasındaki iletişimdir.
C- ÇAPRAZ İLETİŞİM, Herhangi bir yöneticinin kendi fonksiyonuyla ilgili diğer bölüm astlarıyla bilgi alışverişidir.
BİÇİMSEL OLMAYAN İLETİŞİM, Bazen baskıyla, bazen doğal sonuç olarak ortaya çıkan önceden örgütlenmeyen iletişimdir.
A- DEDİKODU, Herhangi bir iletinin işletme içinde yayılmasıdır.
B- OLASILIK ZİNCİRİ, İletinin yayılma olasılığıdır.


4- DENETİM –DÜZENLEYİCİ İŞLEV- Amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının, ne ölçüde ulaşıldığının belirlenip düzeltici önlemlerin alınmasıdır.

DENETİM SÜRECİ
A- Hedeflerin Saptanması, Ulaşılmak istenen hedef ve standartların saptanmasıdır. Hedefler, plan, program, yönetmelikler bulunur.
B- Gerçekleşen Sonuçların Ölçülmesi, Standartlarla ulaşılan sonuçların karşılaştırılmasını kolaylaştırır.
C- Standartlarla Gerçekleşen Sonuçların Karşılaştırılması, karşılaştırma standartlardan sapmalar olup olmadığını ortaya koyar ve sonuçları kabul edilir veya kabul edilemez şeklinde değerlendirme yapılmasını sağlar.
D- Düzeltici Faaliyetler, Sonuçlar kabul edilemezse düzeltici faaliyetlere başvurulur. İstenmeyen sonuçların kaynakları saptanır.


ÜNİTE 8

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ –İKY-

İnsan kaynakları yönetiminin ana konusu üretim faktörlerinden biri olan emektir. İnsan üretimin hem amacı hem de aracıdır. İnsan kaynakları bir işletmede en üst yöneticiden en vasıfsız işçiye kadar tüm çalışanlardır.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİM, İnsan kaynağının işletmeye ve bireyin kendisine yararlı olacak şekilde yasal çevre içinde etkin yönetilmesini sağlayan işlev ve çalışanların tümüdür.

İKY AMAÇLARI
1- Çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi biçimde kullanmalarını sağlayarak işletmeye katkılarını en üst düzeye çıkarmaktır. –verimliliği arttırmak-
2- İş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaptıkları işten zevk almalarını sağlamaktır.

İKY ÖNEMİ, Emek diğer faktörleri bir araya getiren, düzenleyen, işleten ve geliştiren bir faktördür. Emek satın alınamaz, kiralanır. Sosyal bir varlıktır. Çevresiyle etkileşim içindedir. Günümüz işletmelerinde rekabette üstün duruma geçmenin yolu insan kaynağına önem vermekten geçer.
İKY GELİŞİM SÜRECİ, Personel yönetimi anlayışından İKY anlayışına geçişteki etkenler şunlardır, ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri, yetişmiş insan gücünün artması, davranış bilimlerindeki gelişmeler, sendikacılığın gelişimi, çalışma koşullarını düzenleyen yasaların yürürlüğe girmesi, iş görenlerin eğitim-kültür düzeylerinin yükselmesi, refah seviyelerinin artması, istek ve beklentilerin değişmesi, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişmesi

İKY ÇEVRE UNSURLARI

1- İÇ ÇEVRE UNSURLARI –Kontrol edilebilir-
A- BİREYSEL NİTELİKLER, İş görenin ihtiyaçları, beklentileri, motivasyonu, eğitimi, algılama yeteneği
B- İŞ NİTELİKLERİ, İş güvencesi, iş yükü, işi oluşturan görevlerin niteliği ve çalışma ortamı
C- BİREYLERARASI İLİŞKİLER, Biçimsel ve biçimsel olmayan gruplar, iletişim yoğunluğu, önderlik
D- ÖRGÜTSEL ÖZELLİKLER, Üst yönetimin insan kaynağına verdiği önem , örgütün büyüklüğü, iş kolu ve gelişme hızı, yönetim biçimi, hiyerarşik yapı, örgütsel iklim
2- DIŞ ÇEVRE UNSURLARI –Kontrol edilemez-
A- DIŞ KAYNAKLAR, İşletmelere nitelikli işgücü sağlayan arz kaynakları örn, üniversiteler, sendikalar
B- RAKİPLER, Aynı pazarı paylaşan diğer işletmeler
C- YASALAR, İş kanunu, sendikalar kanunu, toplu iş sözleşmeleri, grev ve lokavt kanunu, sosyal sigortalar kanunu, devlet memurları kanunu

İKY FAALİYETLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ, İşletme büyüdükçe İKY işlevleri ağırlaşacak karmaşıklaşacak ve diğer bölüm yöneticilerinin zamanının önemli bir kısmını alacaktır. İKY işlevleri konusunda uzmanlaşmış kişilerden oluşan bağımsız bir insan kaynakları bölümünün oluşturulması, hem diğer bölüm yöneticilerini rahatlatacak, hem de işlevlerin ekonomik ve etkin biçimde yerine getirilmesini sağlayacaktır. İşletmelerde kurulacak insan kaynakları bölümlerinin amacı, İKY işlevlerini yürütmek ve diğer bölümlere bu konuda yardımcı olmaktır.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİSİNİN GÖREVLERİ

1- İşletmenin hedeflerine uygun insan kaynakları politikalarının saptanması için gerekli araştırmaları yapmak, bilgi ve önerileri üst yönetime sunmak
2- Belirlenen politikalara uygun program ve çalışmaları düzenlemek ve yürütmek
3- Bu program ve çalışmaları denetlemek, değerlendirmek
4- İnsan kaynakları ile ilgili yenilikleri izlemek, uygulamak
5- İnsan kaynakları ile ilgili rutin işleri yürüterek, diğer yöneticilerin işlerini hafifletmek

Örgüt büyüdükçe, İKY işlev ve çalışmalarının her biri için bir alt birim oluşturmak gerekir. Alt birimlerin oluşturulmasında –organ işlev yaratmaz, işlev organ yaratır- ilkesi geçerli olmalıdır. Bir birimi o birimin yapacağı yeterince işlev –görev- varsa oluşturmak gerekir.

İnsan Kaynakları Yöneticisinin Nitelikleri, İşletmecilik eğitimi almış olmak, üretim, finans, pazarlama, satış işlevlerini biliyor olmak, çalışma yasaları konusunda yeterli bilgiye sahip olmak, kolay iletişim kurabilmek, yabancı dil bilmek.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİNİN YETKİ KULLANIMI
YETKİ, Bir görevin yapılmasını başkalarından isteme hakkıdır. Yetki Tipleri

1- KOMUTA YETKİSİ, Uygulayıcı yetkidir. Yukarıdan aşağıya gider. Kullanana yaptırım hakkı verir. Astları yönlendirmeyi, ödüllendirmeyi, cezalandırmayı içerir.
2- KURMAY YETKİ, Uzmanlık yetkisidir. Diğer yönetim işlevlerine destek ve danışmanlık hizmeti sağlar. Kullanana yaptırım hakkı vermez.
3- İŞLEVSEL YETKİ, İK yöneticisi diğer bölümlerdeki İKY işlevlerinin uygulanabilmesi için işlevsel yetki kullanır. Yaptırımı vardır. Bu yetki belli bir görevle sınırlıdır.












ÜNİTE 9

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İŞLEVLERİ

İKY Bölümünün Üstlenmesi Gereken İşlevler
1- PLANLAMA, İnsan kaynağının planlaması, iş analizi, iş tanımı, iş gerekleri
2- KADROLAMA, Personel bulma, seçme, yerleştirme
3- DEĞERLEME VE ÖDÜLLENDİRME, Performans değerleme, disiplin, ücret, özendirici sistemler, ödüller
4- YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME, İşe yeni alınanların oryantasyonu, personel eğitimi, kariyer planlaması
5- ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ, Toplu pazarlık, personel haklar
6- KORUMA VE GELİŞTİRME, İş güvenliği, iş gören sağlığı

İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI
PLAN, Gelecekte izlenecek yolun önceden belirlenmesidir.
İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI, Gereken sayıda ve nitelikte iş gücünü istenen zamanda ve yerde hazır bulundurma çabasıdır.

PLANLAMA YÖNTEMLERİ
1- DELPHİ TEKNİĞİ, Bölüm içindeki tüm yöneticilerin gelecekteki iş gücü ihtiyacı konusunda görüş birliğine varmalarına kadar devam eden bir süreçtir.
2- İNDEKS HESABI, Geçmiş yıllardaki bazı göstergelere göre, gelecekteki iş gücü talebinin saptanmasıdır. ----satış tahminlerine göre-
3- İLERİYE DÖNÜK KESTİRİM YÖNTEMİ, Geçmişteki bilgilerden yararlanılarak gelecekteki iş gücü hakkında tahmin yapılır. –geçmişte alınan personel sayısına göre-
4- KANTİTATİF TEKNİKLER, Diğer yöntemler insan kaynakları talebini etkileyen unsurları –çevresel değişiklikler, iş gören hareketleri gibi- dikkate almaz, Kantitatif tekniklerle istatistiksel analiz yöntemleri ve bilgisayar modelleri yoluyla çok daha sağlıklı tahminler yapılır.


PLANLAMADA KULLANILAN ARAÇLAR

1- İŞ GÜCÜ ENVANTERİ, İşletmenin personel arzını –mevcudunu- nitelik olarak irdeleyen çalışmadır. İnsan kaynağının profilini ortaya çıkarır.
A- İŞ GÜCÜ BECERİ ENVANTERİ, İş görenin çalıştığı işler, eğitimi, yabancı dili, kurs ve seminerleri, ceza ve ödülleri, nitelikleri, yaşı , cinsiyeti vb.
B- İŞ GÜCÜ GENEL ENVANTERİ, Tüm çalışanlar, cinsiyet, yaş, kıdem, ücret gibi unsurlara göre değerlendirilerek insan kaynağının yapısı ortaya çıkarılmaya çalışılır.
2- PERSONEL DÖNÜŞÜM ORANI, Belli bir dönemde çeşitli nedenlerle işletmeden ayrılan personelin sayısını yüzde olarak gösterir.

İŞ ANALİZİ, Önemli bir bilgi kaynağıdır. İşletmede yapılan birbirinden farklı işlere yönelik bilgilerin tek tek toplanması, değerlenmesi ve yorumlanmasıdır. Bu bilgiler daha sonra iş tanımı ve iş gerekleri haline getirilir.
İş Analizinden Yararlananlar
1- Üretim bölümü yöneticileri ve tüm yöneticiler
2- İnsan kaynakları bölümü yönetici ve çalışanları
3- Sendika yönetici ve temsilcileri
4- İşi yapan personel
KULLANIM ALANLARI, İş analiziyle, iş değil işi yapan kişi analiz edilir. Başlıca şu alanlarda kullanılır.
1- İnsan kaynakları planlaması
2- Personelde aranan niteliklerin belirlenmesi
3- İşe yerleştirme, yükseltme, atama
4- Eğitime alınacak personelin belirlenmesi
5- Personel değerleme ölçütlerinin saptanması
6- Adil bir ücret sisteminin oluşturulması

İŞ ANALİZİ SÜRECİ

1- Analizi yapılacak işlerin belirlenmesi, -işlerin kimliği belirlenir.-
2- Soru formunun hazırlanması, işin kimliği, görevler, işin nitelikleri, çalışma koşulları ile ilgili soru formu
3- İşle ilgili bilgilerin toplanması, çok zaman alır. Soru formundaki bilgiler toplanır.
4- Toplanan bilgilerin değerlenmesi, iş tanımları ve iş gerekleri ortaya çıkar.
İŞ TANIMI, İşle ilgili bilgileri belirli bir sistematik altında tek bir sayfada veren iş formudur. İş analizinin özetlenmiş halidir.

İŞ GEREKLERİ, İşi yapacak personelde olması gereken nitelikleri ortaya koyar. İşi analiz eder.

İŞE ALMA, İşin gerekleri personelin nitelikleri
1- PERSONEL BULMA, İşe uygun nitelikteki adayların işletmeye başvurmasını sağlamaya yöneliktir.
Personel Bulmayı Etkileyen Unsurlar
A- İşletme Politikaları, ortak hareket planlarıdır.
-İç Kaynaklara Başvurma, öncelik hakkı işletmede çalışanındır. Yükselme, kaydırma, yatay geçiş
-Ücret Politikası, piyasa altında ücret veren işletme nitelikli personeli bulmakta zorlanır.
-İstihdam Politikası, taşeron firma, geçici, yarı zamanlı personel çalıştırma nitelikli personel bulmayı güçleştirir.
B- İnsan Kaynakları Planları, insan kaynakları planları sağlıklı yapılmışsa gelecekte sayı ve nitelik olarak personel aramada zaman kaybedilmez.
C- Çevresel Koşullar, ekonomik durum, işsizlik oranı, personel arzında yetersizlik, rakiplerin politikaları

PERSONEL BULMA YÖNTEMLERİ, Kişisel başvurular, çalışanların önerileri, duyurular, özel danışmanlık firmaları, eğitim kurumları, iş ve işçi bulma kurumları, internet, meslek kuruluşları gibi

2- PERSONEL SEÇME, İşe uygun eleman seçimidir.
A- Ön Kabul, Nezaket görüşmesi yapılır. Uygun adaylara başvuru formu verilir.
B- İşe Alma Testleri, İşe ve işyerine uygun olmayan adayları elemek için test sınavı yapılır.
C- İşe Alma Görüşmeleri, Testle ölçülemeyen nitelikleri –kişilik, kendine güven, giyim gibi- yüz yüze görüşerek belirlemedir.
-Planlı görüşme, sorular önceden bellidir.
-Plansız görüşme, soru listesi yoktur.
-Karma, planlı-plansız
D- Referans Kontrolü, Geçmiş iş yaşamı hakkında kişi ve kurumlardan alınan yazılı belge, sözlü beyandır.
B- Sağlık Kontrolü
E- İlk Amirle Görüşme, İşin ilk yöneticisi ile görüşülür.

İŞE ALIŞTIRMA –ORYANTASYON- Yeni iş göreni işletmenin bir parçası durumuna getirmeyi amaçlar. Personeli en kısa sürede üretken hale getirmektir. Şu süreç izlenir
1- İşletmenin Tanıtımı, Kuruluş öyküsü, örgüt yapısı
2- Personel Haklarının Açıklanması, ücret, izinler
3- İşle İlgili Bilgilerin Açıklanması, İşin amacı, konumu
4- Tanıştırma, Yöneticiler ve iş arkadaşlarıyla tanışma
PERSONEL EĞİTİMİ, Personelin bilgi, beceri ve yetenek düzeyini arttırarak işin gereklerine uydurma çabasıdır.
PERSONEL GELİŞTİRME, İşinde iyi olan ve gelecekte işletmenin üst düzeylerine getirilmesi düşünülen kişilerin bu görevlere hazırlanmasıdır.
PERSONEL EĞİTİMİ YÖNTEMLERİ
1- İŞ BAŞI EĞİTİMİ, Personel yaptığı işten uzaklaştırılmaz. Yararları
A- Doğal iş koşullarında yapılır.
B- Eksik yönler kolayca saptanır.
C- Yapılan hatalar anında düzeltilir.
D- Öğrenilenler hemen uygulanır.
E- Öğrenme süreci hızlıdır.
F- İş gücü kaybı yoktur
2- İŞ DIŞI EĞİTİMİ, Personel bir süre iş başından alınarak, işletme içinde veya dışında eğitilir. Yararları
A- Teorik bilgileri öğretmek daha kolaydır.
B- Düşünsel yetenek gelişimi hızlanır.
C- Öğrenme disiplin altındadır.
D- Eğitim bilinci gelişir.
E- Öğrenme isteğini arttırır.
F- Eğitim uzmanlar tarafından verilir.
Örn, konferans, seminer labratuar çalışmaları

PERFORMANS DEĞERLEME, Personelin işinde gösterdiği başarı derecesinin saptanmasıdır.
1- BİREYSEL DEĞERLEME YÖNTEMLERİ
A- BOYLANDIRMA ÇİZELGESİ YÖNTEMİ, Değerlemeyi yapana –çoğunlukla ilk amir- bir çizelge verilerek doldurulması istenir. Amir, personele belli bir puan verir,
B- KONTROL LİSTESİ YÖNTEMİ, Değerleyen, personelin işteki başarısını sorgulayan bir dizi ifade içinden, o personel için en uygun olanlarını işaretler.
2- GRUP DEĞERLEME YÖNTEMLERİ, Grup üyeleri kıyaslanarak puanlanır.
A- SIRALAMA YÖNTEMİ, Grup üyeleri en iyiden en kötüye doğru sıralanır.
B- PUAN DAĞITIM YÖNTEMİ, Değerleyen belli bir puanı ekibine başarı durumuna göre dağıtır.
C- ZORUNLU DAĞITIM YÖNTEMİ, Grup normal frekans dağılımına göre sıralandırılır. %10 çok iyi

ÜNİTE 10

PAZARLAMA İLKELERİ

İHTİYAÇLAR, Tüketicilerin içinde bulundukları koşullar ile içinde bulunmayı arzu ettikleri koşullar arasındaki farklılıklardır
İSTEKLER, İnsanların ihtiyaçlarını karşılayan –ürün tipi, ürün markası- konularındaki özel seçimleridir.
Pazarlama temelde insanların gereksinim ve isteklerini karşılamaya yönelik mübadele işlemidir.
YARATTIĞI FAYDALAR
1- ŞEKİL FAYDASI, Ürünün içindeki hammaddenin ve paçaların şekillendirilmesiyle yaratılan değerdir.
2- ZAMAN FAYDASI, Tüketicilerin ürünleri istedikleri an elde etmeleri ile yaratılan değerdir.
3- YER FAYDASI, Tüketicilerin ürünleri istedikleri yerlerden sağlamasıyla elde edilen değerdir.
4- MÜLKİYET FAYDASI, Tüketicilerin bir ürüne sahip olması ve kullanımı üzerinde kontrol yetkisini kullanmasıyla yaratılan değerdir.
PAZARLAMA, Kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun bir biçimde değişimi sağlamak üzere malların, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.

PAZARLAMANIN ÖZELLİKLERİ
1- İstek ve ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir.
2- Ürünler, hizmetler, düşüncelerle ilgilidir.
3- Mamulün düşünce olarak planlanıp geliştirilmesinden başlayarak fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtımı ile ilgilidir.
4- Pazarlama faaliyetleri sürekli değişen çevre koşullarında yerine getirilir.
5- Pazarlama, çeşitli faaliyetler bütünüdür.

PAZARLAMANIN GELİŞİM SÜRECİ
1- ÜRETİM ANLAYIŞI –gelenekçi anlayış- Üretimin diğer faaliyetlerin odak noktası olduğu ve işletmelerin ağırlıklı olarak teknik personel tarafından yönetildiği bir dönemin anlayışıdır. Örn, Ford otomobilleri ve –ne üretirsem onu satarım- anlayışı
2- SATIŞ ANLAYIŞI –Ne üretirsem onu satarım yeter ki satmasını bileyim- anlayışıdır. Bunun için baskıya varan satış teknikleri, aldatıcı reklamlar kullanılır.
3- PAZARLAMA ANLAYIŞI, Pazarlama ile ilgili tüm faaliyetlerin ayrı bir pazarlama bölümü içinde, diğer bölümlerle koordineli olarak yürütülmesidir. –Satabileceğimiz malı üretiriz.- anlayışı üç faktöre bağlıdır.
A- Tüketiciye yönelik tutum
B- Koordineli pazarlama çalışmaları
C- Uzun dönemde kar getirici satış miktarı
PAZARLAMA FONKSİYONLARI
1- PAZARLAMA SİSTEMİ FONKSİYONLARI
A- Değişim Fonksiyonları, mülkiyet faydası yaratan satış yapma, satın alma
B- Fiziksel Fonksiyonlar, yer, zaman faydası yaratan taşıma ve depolama
C- Kolaylaştırıcı Fonksiyonlar, standartlaşma, dereceleme, Pazar bilgisi toplama
2- PAZARLAMA YÖNETİM FONKSİYONLARI
A- Ürün geliştirme ve planlama
B- Fiyatlandırma
C- Satış arttırıcı çabalar –tutundurma-
D- Dağıtım kanalları

PAZAR BÖLÜMLEME, Rakiplere karşı işletmenin güçlü yönlerini ortaya koyan ve işletmenin kaynaklarını verimli kullanmayı hedefleyen süreçtir.
Pazar Bölümlendirme Nedenleri
1- Yeni ürün fırsatları ya da mevcut ürünler için uygun pazar araştırmak
2- Mal ve hizmetlerin daha iyi tanınması için reklam mesajları yaratabilmek

PAZAR BÖLÜMLEMENİN YARARLARI
1- Pazarın ihtiyacını karşılayabilecek ürünlerin tasarlanması
2- Etkin ve mali açıdan verimli tutundurma stratejilerinin geliştirilmesi
3- Rekabet ve Pazar durumunun net olarak değerlendirilmesi

PAZAR BÖLÜMLEME TÜRLERİ, Coğrafik, psikografik, demografik ve diğer davranışsal özelliklere göre
1- Coğrafik Değişkenlere Göre, pazarı bölge, ülke, yöre gibi coğrafik birimlere ayırmadır. Coğrafik Pazar ölçütleri, nüfus yoğunluğu, iklim, Pazar alanları
2- Psikografik Değişkenlere Göre, kişilik profilleri ve yaşam biçimlerine göre –yaş, gelir, eğitim, cinsiyet gibi- bölümlendirmedir.

Tüketici Pazarının Bölümleme Süreci
1- Pazar bölümleme esaslarının tanımlaması
2- Her Pazar bölümü için müşteri profili geliştirme
3- Pazar potansiyelinin belirlenmesi
4- Pazar payı tahmini
5- Spesifik Pazar bölümlerinin seçilmesi

Tüketicilerin Satın Alma Davranışları, son kullanıcıların oluşturduğu Pazar tüketim malları pazarıdır.
Tüketicilerin Satın Alma Karar Süreci
1- Gereksinmenin ortaya çıkması
2- Ürünle ilgili bilgi araştırma
3- Alternatiflerin değerlendirilmesi
4- Satın alma kararı
5- Satın alma sonrası davranışlar

PAZARLAMA BİLGİ SİSTEMİ, Pazarlama karar vericileri gerekli bilgilerin toplanması, analizi, değerlendirilmesi ve ilgili taraflara ulaştırılmasında insan, araç ve süreçlerden yararlanılmasıdır. Sürekli günlük bilgi sağlar.
Pazarlama Bilgi Sistemi Kaynakları
1- İşletme içi kaynaklar
2- Pazara ilişkin gözlemler
3- Pazarlama araştırması

PAZARLAMA ARAŞTIRMASI, Pazarlamayla ilgili herhangi bir sorunun tanımı ve çözümünde gerekli bilginin sistemli ve tarafsız olarak araştırılması ve analiz edilmesidir. Pazarlama bilgi sistemi ve pazarlama araştırmasının ortak özelliği, yöneticilere doğru, çabuk ve gerekli bilgi sağlama amacıdır. Genellikle önceden bilinmeyen bilgileri sunar.

PAZARLAMA ARAŞTIRMASI SÜRECİ
1- Problemin tanımlanması
2- Durum analizi
3- Verilerin toplanacağı kaynakların seçimi
4- Veri toplama yöntemleri
5- Örnekleme
6- Verilerin cetvellenmesi ve analizi
7- Araştırma raporunun hazırlanması








ÜNİTE 11

ÜRÜN VE FİYATLAMA

ÜRÜN, Dokunulur ve dokunulmaz niteliklerin oluşturduğu bir bütündür. Üretici için, kar sağladığı fiziksel maddedir. Toptancı için, kar sağlamak için satın aldığı maddedir. Son tüketici için, kişisel ihtiyacı tatmin eden fayda sağlayan nesnedir.

ÜRÜN KAVRAMININ ÜÇ BOYUTU
1- ÇEKİRDEK –ÖZ- ÜRÜN, Tüketicinin neyi satın aldığını ifade eder.
2- SOMUT ÜRÜN, Çekirdek ürünü tamamlayan, kalite, şekil, marka ve ambalaj gibi
3- ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ ÜRÜN, Ek yarar ve hizmetler bütünüdür. Garanti süresi, bakım onarım hizmetleri

Tüm bu özelliklere göre ürün, bazı şekillerde ve belirli bir grup müşteriyle pazarlanabilen fiziksel nesnelerin, hizmetlerin ya da örgütlerin geniş bir yelpazesinden oluşur.
TÜM MAL KAVRAMI, Bir maldan beklenen faydaları kapsayacak şekilde fiziksel, ekonomik ve psikolojik unsurların bütünüdür.

ÜRÜNLERİN SINIFLANDIRILMASI
1- DAYANIKLILIKLARINA GÖRE
A- Dayanıklı mallar
B- Dayanıksız mallar
C- Hizmetler, satışa sunulan faaliyetler, fayda ya da doyumlardır. Konaklama, sigortacılık, taşımacılık...
2- HEDEF ALINAN KİTLE-PAZARA GÖRE
A- TÜKETİM MALLARI, Son tüketicinin ihtiyacını karşılayan, başka bir işlemden geçirilmeden tüketilen mallardır.
a- KOLAYDA MALLAR, Tüketicilerin sık ve ilk görüşte satın aldıkları mallardır.
- Satışında marka, ambalaja, etiket rol oynar.
- Üreticiler reklam yapmak zorundadır.
- Perakendeciler satış için özel çaba sarf etmez.
- Tüketiciler bu malları bir çok satış noktasında rahatlıkla bulabilirler.
b- BEĞENMELİ MALLAR, Fiyat, kalite, renk, biçim ve modaya uygunluk bakımından karşılaştırma yapılarak satın alınan mallardır.
- Üretici ve aracı işletmeler satış çabasına başvururlar.
- Üreticiler, perakendecilerle yakın ilişki kurarlar
- Üreticiden perakendeciye doğrudan dağıtım yapılır.
- Satıcı işletmenin adı, üreticinin adından daha önemlidir.
c- ÖZELLİKLİ MALLAR, Kendine özgü nitelikleri ya da markaları nedeniyle tüketicilerin satın almak için özel çaba harcamaya istekli oldukları mallardır.
- Marka, kalite çok önemlidir.
- Dağıtım alanı çok sınırlıdır. Az sayıda aracı kullanılır. Üreticiyle satıcı birbirine bağımlıdır.
- Hem üretici hem de satıcı malın satışı için çaba gösterirler.
d- ARANMAYAN MALLAR, Tüketicilerin haberdar olmadığı ya da bilseler de satın almayı düşünmediği, aniden ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldığı mallardır. Örn, hayat sigortası, ansiklopedi
B- ENDÜSTRİYEL MALLAR, En son tüketiciye satılmayıp üretimde kullanılan veya alınıp üzerinde bazı işlemler yapıldıktan sonra satılan mallardır.
- Yapılar, binalar ile kimyasal işleme tesisi
- Ağır donanım, türbünler, lokomotifler
- Hafif donanım, yardımcı araçlar
- Alt montaj elemanları ve parçalar, elektrik motorları, yarı iletkenler
- Hammaddeler, deniz, orman, toprak ve madenlerden elde edilen temel ürünler
- İşlenmiş maddeler, arıtma, ezme, parçalama gibi süreçlerle değeri arttırılmış hammaddeler
- Bakım onarım işletim malzemeleri

ÜRÜN KARMASI, Belirli bir satıcı tarafından satışa sunulan ürün dizilerinden oluşur.
ÜRÜN DİZİSİ, Birbiriyle yakın ilişkisi olan bir grup maldır. Dört boyutu vardır. Ürün karmasının eni, ürün dizisinin sayısını, boyu, ürün çeşidini, en ve boy uyumu, derinliği ise çeşit sayısını gösterir.


YENİ MALLAR
1- Bir benzeri olmayan gerçek anlamda yeni mallar –görüntülü telefon-
2- Pazar için yeni mallar, tüketicilerce bilinmeyen başka pazarlarda bilinen mallar
3- İşletme için yeni mallar, pazarda bilinen, işletmenin yeni ürettiği sattığı mallar
4- Pazarda var olan bir malın yerini alan ve yerini aldığı maldan çok ayrı nitelikleri olan mallar da yeni mallardır. –sinemanın yerini televizyonun alması-

ÜRÜN YAŞAM EĞRİSİ
1- GİRİŞ DÖNEMİ, Ürünün pazarda ilk kez yer aldığı, başlangıçta satışların çok az ve karlılığın negatif olduğu aşamadır.
2- GELİŞME-BÜYÜMÜ DÖNEMİ, Satışlar hızla artar. Mal aşağı gelir gruplarınca da satın alınır. Karlılık en üst düzeye ulaşır, bunun ardından düşmeye başlar.
3- OLGUNLUK DÖNEMİ, En üst satış noktasına ulaşılmasından sonra satış eğrisi azalır.
4- GERİLEME DÖNEMİ, Ürün satışları, karlılık, teknolojik ilerlemeler artan hızla azalır.

ÜRÜNE İLİŞKİN ÖZELLİKLER
1- MARKA, Bir ürünü diğerlerinden ayırmak için bir isim, tasarım, sembol ya da bileşimdir.
2- AMBALAJLAMA, Ürün için koruyucu bir dış kabın ve grafik dizaynının geliştirilmesidir.
A- Ambalajlamada Motivasyon, mağazada satışına yardımcı olur, reklam tutundurma
B- Ambalajlamada Kolaylık, modern pazarlamada satış sonrası hizmet ve tüketici tatmini
C- Ambalajlamada Koruma, tüketim malları başta olmak üzere ambalaj malı korumalıdır.
3- ETİKETLEME, Etiket ürün ve üreticiye ilişkin genel bilgilerin yazılı olarak yer aldığı birimdir.
A- Marka etiketi
B- Mala uygulanan etiket
C- Ambalaja uygulanan etiket

FİYATLAMA
FİYAT, Pazarlama karmasının gelir getiren tek elemanıdır. Ürün ya da hizmetin elde edilmesi, kullanılması sonucu elde edilen yararlar için tüketicilerin mübadele ettikleri değerlerin toplamıdır.
PİYATLAMADA GÖZ ÖNÜNE ALINACAK FAKTÖRLER
1- İŞLETME İÇİ FAKTÖRLER
A- Pazarlama amaçları
B- Pazarlama karması
C- Maliyetler
2- İŞLETME DIŞI FAKTÖRLER
A- Pazarın yapısı
B- Rekabet
C- Diğer çevresel faktörler –ekonomi, aracılar, yasalar-
FİYATLAMA SÜRECİ
1- Fiyat-talep ilişkilerini anlama, pazarı analiz etmek
2- Fiyatın alt-üst limitlerini belirlemek
3- Stratejik amaçlar için hedefleri belirlemek
4- Fiyat yelpazesini tanımlamak, kar potansiyelini analiz etmek
5- Fiyat yelpazesindeki başlangıç fiyatı belirlemek
6- Dinamik pazara uygun düzenleme yapmak

FİYAT YAKLAŞIMLARI düşük fiyat-kar yok yüksek fiyat-talep yok
1- MALİYETİ TEML ALAN FİYATLAMA
A- BASİT –Maliyet artı- maliyet +kar oranı
B- BAŞABAŞ ANALİZİ –Hedef kar- Firma başa baş noktasındaki ya da hedef karın gerçekleştiği noktadaki fiyatı belirlemeye çalışır. Başa baş noktası, toplam gelirin, toplam maliyeti karşılayacak düzeyde olmasıdır.
2- PAZARI –TALEBİ- TEMEL ALAN FİYATLAMA, Alıcıların ürüne ilişkin algıları temel alınır.
3- REKABETİ TEMEL ALAN FİYATLAMA, Rakiplerin ürün değerlerine ilişkin yargıları temel alınır.
A- Fiyat Liderini İzleme, küçük firma, firma liderini izler
B- Kapalı Zarf Usulü, ihaleye katılma




YENİ ÜRÜN FİYATLAMA
1- PAZARIN KAYMAĞINI ALMA, Yüksek fiyat
2- PAZARA NÜFUS ETME, Küçük ama karlı Pazar bölümlerinde düşük fiyat

ÜRÜN KARMASI UYGULAMALARI –oldukça güçtür-
1- ÜRÜN DİZİSİNİ FİYATLANDIRMA, Ürün dizisinin toplam karlılığı sonra da toplam hedefe ulaştıracak kar oranları belirlenir.
2- Aksesuar ya da zorunlu olmayan ürünlerin fiyatlandırılması
3- Tamamlayıcı ürünlerin fiyatlandırılması, esas ürünle birlikte gereken ürünler, fotoğraf makinasıyla filmler
4- Yan ürünleri fiyatlama, işlenmiş metal, petrol, kimyevi ürün
5- Ürün Demetini Fiyatlama, ürünlerin bir kısm ı










2.ALAN

Genel Işletme Ders Notlari

İşletme Kavramı

İşletme Bilimi, işletmeleri ilgilendiren iç ve dış olayların açıklanması, çözümlenmesi ve sistemleştirilmesinin yanında, işletmelerin toplum içindeki yerini belirleme işlevini görür. Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin çıkış noktası insan gereksinme ve istekleridir. İşletmelerin temel işlevi değişik boyutlardaki insan gereksinme ve isteklerinin giderilmesidir. Gereksinmelerin değişimine ve gelişimine bağlı olarak işletmelerin ortaya koyduğu ürünler de yenilenir. İnsan gereksinmelerini giderme özelliğine sahip mal ve hizmetlere ekonomik mal ve hizmetler denir. Mal ve hizmetlerin üretimi için, emek, doğa, sermaye, teknoloji ve girişimci olarak sıraladığımız üretim faktörleri bir araya getirilir. İnsan gereksinme ve isteklerini gidermeye yarayan araba, kalem, televizyon gibi somut araçlara mal denir. Mallar değişik ölçülere göre sınıflandırılır. İnsan gereksinmelerini karşılamakla birlikte, somut olmayan araçlara hizmetler diyoruz. Oteller, bankalar ya da hastaneler hizmet üreten işletmelerdir. Mal ve hizmetlerin kullanımı ile tüketim ortaya çıkar.

Mal ya da hizmetleri bireysel gereksinmeleri için alanlara son tüketici, üretim, alıp satma ya da işletme kurmak amacıyla satın alanlara endüstriyel tüketici diyoruz. Satın alma gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdiği satın alma işlevi talep olarak niteleriz. İşletme kavramının yaygın olarak kullanılan tanımı işletmeyi mal ve/veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirildiği ekonomik birim olarak açıklar. Özel girişim, bireylerin devlet müdahalesi olmaksızın; kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda davrandığı sistemdir. Temel unsurları, özel mülkiyet hakkı, seçme, özgürlüğü, kâr elde etme hakkı ve serbest rekabettir. Aşağıda kendimizi sınayalım bölümündeki soruları yardım almadan yanıtlamaya çalışınız. Bu sorulara yanıt verebiliyorsanız, bir sonraki Üniteye geçebilirsiniz. Ancak soruları yanıtlamakta zorlanıyorsanız, geriye dönerek bu bölümleri tekrar okuyun.


İşletmelerin Özellikleri

İşletmelerin amaçları, bir işletmenin ulaşmak istediklerini ifade eder.Amaçlar; ne, neden. ne zaman, nasıl,hangi kapsamda, nerede yapılacak sorularına verilecek yanıtları şekillendirir. İşletmelerin başarılı olmasında ve sağlıklı kararlar alınmasında temel koşul, ne yapılacağının bilinmesidir. İşletmelerin genel amaçları, kâr elde etmek, topluma hizmet etmek, işletmenin varlığını sürekli kılmaktadır. İşletmelerin özel amaçları, sosyal sorumluluk, çevrecilik,kaliteli ve nitelikli bir çalışma ortamı, çalışanlara daha iyi ücret, çevre koşullarına uyum,uluslar arası ilişkiler vb.olarak sıralanabilir. İşletmelerin işlevlerini genel veya özel amaçları şekillendirir.

Bu işlevler işletmenin belirli bölümlerinde gerçekleştirilir. Yönetim, üretim, pazarlama, finansman, personel, muhasebe, ar-ge, halkla ilişkiler, ulaştırma, depolama bunlardan başlıcalarıdır. Günümüzdeki gelişmeler, işletmecilik işlevleri ve uygulamalarında yenilikleri zorunlu kılmıştır. Klasik işlevlerin yanı sıra, çağdaş, global ve rekabetçi anlayışın gerektirdiği işlevler de büyük önem kazanmıştır. İnsan kaynakları, planlama, reklam ve promosyon, eğitim, kalite kontrol, uluslararası ilişkiler çağdaş işletmelerde sürdürülen işlevlerden bazılarıdır. İşletmelerde, yukarıda sözü edilen işlevlerden hangilerinin uygulanacağı ya da hangileri için ayrı bölümler açılacağı; üst yönetimin yaklaşımı, üretim konusu, sektör özellikleri, işletmenin içinde bulunduğu özel koşullar, büyüklük gibi unsurların etkisi altında kararlaştırılır. İşletmelerin çevresini oluşturan çıkar grupları ile ilişkisi, onların beklentilerini karşılama ve faaliyetleri yoluyla onları etkileme biçiminde ortaya çıkar. Her işletme, çevresindeki kişi veya kurumlara karşı sorumludur. Bu sorumluluğun gereği olarak bu kişi veya kurumların çeşitli beklentileri ve gereksinmelerini karşılamak zorundadır.İşletmelerin çevre ilişkileri ve sorumlulukları iç ve dış çevre olarak ayrılmıştır. İç çevre unsurları, işletmeyi doğrudan etkileyen ve karşılığında işletme faaliyetlerinden doğrudan etkilenen unsurlardır. İşletmelerin iç çevresinde yer alan temel unsurlar; sermaye sahipleri, yöneticiler ve yönetilenler yani çalışanlar ve onlardan kaynaklanan yönetim biçimi ya da örgüt kültürüdür. İşletmelerin dış çevresinde; devlet ve yasalar, tüketiciler, toplum yapısı ve kültürü, rakipler, tedarikçi işletmeler, diğer işletmeler ve tüm bu unsurların bir arada oluşturduğu piyasa koşulları yer alır.

İşletmeler birbirinden farklı yapı ve özelliklere sahiptir. İşletmelerin gruplandırılmasında geçerli olan ölçütler; mal ve hizmet türü, üretim araçlarının mülkiyeti, hukuki yapıları, ulusal kökeni, işletmeler arası anlaşmalar ve diğerleridir.


İşletmelerin Kuruluşu

İşletmelerin kuruluşunda alınacak kararlar, yatırımın kârlılığında önemli rol oynar. İşletmelerin kuruluşunda ilk olarak yatırım düşüncesi oluşur. Yatırımın yapılabilirliğini belirlemek üzere ekonomik, teknik, finansal, yasal ve örgütsel fizibilite çalışmaları yapılır. Bu çalışmalara dayalı olarak bir ön proje oluşturulur.

Ön proje, yatırıma ilişkin bütün bilgilerin ayrıntılarını kapsar ve yatırım kararı için temel bir göstergedir. Proje onaylandıktan sonra kesin projeye dönüştürülür ve sonraki aşamada yatırım gerçekleştirilir. Kesin üretim aşamasına geçilerek, yatırım süreci tamamlanır. İşletmelerin kuruluş yeri seçimi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir diğer konudur. Kuruluş yeri seçiminde dikkate alınan etkenler; hammadde, ulaştırma, pazara yakınlık, işgücü, enerji ve yakıt, su, iklim koşulları, atıkların giderilmesi, özendirme önlemleri ve diğer etkenlerdir.



İşletmelerin Büyümesi

İşletmelerde bazı temel amaçlar vardır. Devamlılığı sağlama, kâr ve büyümedir. işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanırlar. Bazı işletmelerin büyümenin sağlayacağı yararlara karşın, getireceği sıkıntılar ve olumsuzluklar yüzünden büyümeye karşı isteksiz oldukları görülmektedir. Büyüme yaşayan her canlı varlık için doğal bir gelişmedir. işletmeler de canlı bir organizmaya benzediğine göre, kurulması ve büyüme sürecine girmesi doğaldır. işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanır. Büyüme bir işletmenin varlığı için son derece önemlidir.

Büyüme olmayan bir işletmede yaratıcı faaliyete yer verilemeyeceği için güçlü bir yönetim de olamaz. işletmelerde büyüme her yöneticinin temel düşüncesi olmakta ve her fırsatta büyüme olgusunu sağlamak için yollar aramasına neden olmaktadır. Büyümenin çevre , finansman , üretim ve pazarlama açısından incelenmesi söz konusudur. İşletmeler başlangıçta küçük bir işletme olarak kurulurlar. Çoğunlukla bir tek işletme olarak faaliyete başlanır ve bu işletmeler için işletme seviyesi ile şirket seviyesi aynı anlama gelir. Büyüme biçimlerinden birini seçmek için ele alınacak konulardan bazıları arasında işletmelerin mevcut durumu, işletmenin faaliyet gösterdiği endüstri alanı, üretilen mallara karşı olan talebin trendi, ekip işletmelerin büyüme modelleri ve ekonominin gidişi sayılabilir. İşletmelerde görülen en önemli büyüme çeşidi iç büyümedir. işletmenin kendi kaynaklarıyla büyümesi iç büyümedir. Dış büyüme, işletmenin iç kaynakları yeterli olmadığı durumda başvurduğu bir yoldur. Bazen işletmeler birleşme yoluyla büyürler. Tröstler, işletmelerin birleşmesinde en çok görülen örneklerinden biridir. Tröstte amaç, birleşerek pazarın daha geniş bir bölümüne sahip olmaktır. Tröstte birliğe giren işletmeler hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını kaybederler.

Konsernler tipik bir tekelleşme örneğidir. Konsernde amaç maliyet düşürmedir. Karteller tröstlerden çok farklıdır. Birleşerek tüketicilerin aleyhine çalışan ve kâr arttırmak için faaliyet gösteren birleşme yoludur. Bu özelliği nedeniyle, çok liberal ülkelerde bile yasaklanmaktadır. Kartelin çeşitleri arasında en başta fiyat kartelleri gelir. Burada amaç belli bir fiyatla malların kartele bağlı işletmeler tarafından satılmasıdır. Diğer kartel çeşitleri arasında bölge karteli, miktar karteli sayılabilir. Holdinglerde tamamen bağımsızlık kaybedilmez. Bu birleşmede amaç oy çokluğu sağlayarak bazı işletmelerin yönetimini ele geçirmektir. Farklı bir büyüme biçimi ise satın alma yoluyla büyümedir. işletmelerin pazarını genişletmek veya yeni pazarlar kazanmak amacıyla, tesisleri ve kaynakları uygun olan fakat başarılı bir şekilde çalıştırılamayan işletmelerin satın alınmasını ifade eder. işletmelerde küçülme 1980’li yıllardan sonra gündeme gelmiştir. Küçülme ile ilgili olarak, yanlış düşünceler, küçülmenin iyi anlaşılmasını engellemektedir. Özellikle ülkemizde küçülme, işletmenin olumsuz koşullara itildiğini veya işletmenin iş asa doğru gittiğini anımsatıyordu.

Bu kanı, büyüme ile ilgili varsayımlardan geliyordu. Küçülme için karar verme riskli bir iştir. Küçülme birçok sorunu da beraberinde getirir. Küçülme ile işletmeler bazı beklentilerin içine girerler. Bunlar giderlerin azalması, bürokrasinin azalması, hızlı karar alma, iletişimde açıklık, girişimciliğin gelişimi ve verimlilikte artıştır.


İş Ahlâkı ve Toplumsal Sorumluluk (Etik-Törel Kurallar)

Etik, insanlar için neyin doğru ve iyi olduğunun ortaya konmasıdır. Geniş anlamda etik, herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan temel kurallar ya da değişkenlerdir.Etik ve yasalar her zaman için örtüşmez. Kimi konularda etik ve yasalar arasında tam bir uyum vardır. Kimi konularda ise etik ve yasalar arasında farklılıklar ortaya çıkar. İşletme kararları, kimi zaman etik olmayan ama yasal bir yapıya; kimi zaman etik ama yasadışı bir yapıya; kimi zamanda hem etik olmayan hem de yasal olmayan bir yapı ya dönüşebilmektedir. İşletmelerde etik açısından sorgulanacak davranışları; denetim dışı, görevde hatalı davranma, görevi kötüye kullanma, görevi bilinçli olarak sürekli kötüye kullanma olarak sıralayabiliriz.

Bu davranışların her biri, işletme için olumlu veya olumsuz sonuçlara yol açar. Toplumsal sorumluluk, toplumla işletmeler arasındaki bir toplumsal anlaşmadır. Buna karşılık etik bireysel karar almayı ilgilendiren ahlâk kurallarıyla ilgilidir. İşletme etiği, bireysel kararların ahlâki kurallar ve ilkeler üzerindeki etkisiyle ilgiliyken; toplumsal sorumluluk, örgütsel kararları ve bu kararların toplum üzerindeki etkileriyle bağlantılıdır. İşletmelerde etik çatışmaların nedenlerinin başında, bireysel değer yargıları ile çalışılan işin ve yaşanılan toplumun değer yargıları arasındaki çatışma gelir. Ayrıca, işin özellikleri ile örgüt kültürü arasındaki çelişki etik sorunlar yaratabilir. İşletmelerde temel etik sorunları; çıkar çatışmaları, içtenlik ve doğruluk, iletişim örgütsel ilişkiler konularında ortaya çıkar. Kişiler kendi kişisel çıkarlarını, örgütlerin önünde tuttuğunda çıkar çatışması ve etik sorunlar doğar.

İşletmelerin yönetimde doğruluk ve konusunda sapma olduğunda etik sorunlar doğar. İletişim eksikliğinden ya da zamanında bilgilendirilmemekten dolayı etik sorunlar yaşanabilir.Örgüt üyelerinin tüketicilere,girdi sağlayanlara,astlara, üstlere ve çeşitli kişileri karşı davranışlarından dolayı etik sorunlar yaşanabilir. Etik davranışların denetlenmesinde çeşitle teknikler geliştirilebilir. Bu amaçla stratejiler geliştirilmesinde izlenecek aşamalar; örgütleme, eş güdümleme, güdüleme ve iletişim olarak sıralanabilir.

Yönetim Kavramı

Yönetim ve yönetici kavramları başkalarına iş gördürme, başkaları aracılı¤ı ile işi başarma ve amaçlara ulaşmanın söz konusu oldu¤u her durumda kullanılmaktadır. Ailesel yönetim, siyasal yönetim ve profesyonel olarak özetlediğimiz üç yönetim türü birbirinden kesin sınırlarla ayrılmış de¤ildir. Bunların üçü de bir arada bulunabilir; ama önemli olan ekonomik gelişmeye paralel olarak bu türlerin etkinlik ve yaygınlık derecelerinin değişmesidir. Başkaları vasıtasıyla iş görme tanımına yani yönetime daha yakından bakarsak, bunun teknik, beşeri ve kavramsal olmak üzere üç boyutu olan bir faaliyetler topluluğu olduğunu görürüz.

Yöneticilerin sahip olması gereken teknik yetenek; yöneticinin doğrudan yönetmekle sorumlu olduğu alan hakkında gerekli bilgiye sahip olmasını ifade eder. Beşeri ilişkiler yeteneği; insanlarla işbirliği yaparak onları çalışmaya yönlendirme yeteneğidir. Kavramsal yetenek; işletmenin bütününe yönelik, politika ve stratejiler geliştirmeyi ifade eder. Yönetimin incelenmesi ise geçen yüzyılda başlamıştır. Yönetim olayına farklı yaklaşımlar klasik, neo-klasik ve modern olarak gruplanabilir. Klasik yöntemin teorisini Bilimsel Yönetim, Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Bürokrasi olmak üzere ayrı akımlar halinde inceliyoruz.

Bilimsel yönetimde, üretim süreçlerinin plânlanması ve kontrolü; yönetsel teoride, hiyerarşik yapılanma ve bürokrasi modelinde bürokratik iç etkinliğe ilişkin kurallar önerilmektedir. Neo klasik teori, ağırlıklı olarak insan unsuru üzerinde durur. Modern teorinin temel yaklaşımı ise, olayları sistem bakış açısı ile ve çevre etkileşimi ile birlikte değerlendirmesidir.


Yönetim İşlevleri

Yönetim bir süreç olarak ele alınır. Bu süreç, bir yöneticinin belirli fonksiyonlarını açıklamak suretiyle konunun anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu ünitede ele alınan dört işlevler daha sonra kullanılan kavramlara bir temel oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, bu işlevler yönetimle ilgili kavramlara bir giriş olarak ele alınmaktadır. Yönetim işlevlerinin ayrı ayrı incelenmesi sadece analitik bir amaç taşımaktadır. Bu bölümleme işlevlerin birbirinden bağımsız oldukları anlamına gelmemelidir.Plânlama işlevi; amaçların ve politikaların oluşturulması ve açıklanması, programların saptanması, faaliyetler için yöntemlerin geliştirilmesi gibi ana başlıkları içerir. Örgütleme, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli faaliyetleri düzenlenmiş bir yapı içinde bütünleştirme; bu yapıyı nitelikli, yeterli iş görenlerle kadrolaştırma; ve bu iş görenlerin işlevlerini yerine getirmeleri için gerekli fiziksel ortamı sağlama sürecidir. Yöneltme, amaçlara ulaşmak için gerekli olan ayrıntılı faaliyetler konusunda, bireylere yol göstermeyi içerir. Denetim süreci, uygun olup olmadığını belirleme sürecidir. Amaçlara uygun olmayan sonuçlar için düzeltici önlemlere başvurulur.


İnsan Kaynakları Yönetimi

İnsan kaynakları yönetiminin ana konusu, üretim faktörlerinden biri olan emek, bir başka deyişle insandır. İnsan üretimin hem amacı hem de aracıdır. İnsan kaynakları terimi, bir işletmede en üst konumda bulunan yöneticiden en alt konumdaki vasıfsız işçiye kadar tüm çalışanları kapsar. Bu kapsama işletme dışında olan ve ilerde o işletmede çalışabilecek potansiyel işgücünü de dahil etmek mümkündür. İKY’yi işletmenin, insan kaynağının işletmeye ve bireyin kendisine yararlı olacak şekilde, yasal çerçeve içinde, etkin yönetilmesini sağlayan işlev ve çalışmaların tümü olarak tanımlayabiliriz. İKY, özde iki amacı gerçekleştirmeye çalışır. Bunlar:

• Çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi biçimde kullanmalarını sağlayarak, onların işletmeye olan katkılarını en üst düzeye çıkarmak. Yani, çalışandan maksimum verim almak,

• İş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda, yaptıkları işten zevk almalarını sağlamak. İKY terimi, son 10 yılda kabul görmüş bir terimdir. Başlangıç noktası personel yönetimidir. Personel yönetimi anlayışından İKY anlayışına geçişteki etkenler şöyle özetlenebilir: Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri, yetişkin insan gücünün artması, davranış bilimlerinde gözlenen gelişme, sendikacılığın gelişimi, çalışma koşullarını düzenleyen yasaların yürürlüğe girmesi, iş görenlerin eğitim ve kültür düzeylerinin yükselmesi, refah seviyelerinin artması, istek ve beklentilerin değişmesi, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişimi. İKY, iş görenin verimliliğini artırmak ve çalışma yaşamının kalitesini yükseltmek çabası içindeyken iç ve dış çevrenin etkisi ve baskısı altında kalır. İç çevre faktörleri, işletmenin yapısından kaynaklanan, kontrol edilebilir faktörlerdir. Bunlar, bireysel nitelikler, iş nitelikleri,bireylerarası ilişkiler ve örgütsel özelliklerdir. Dış çevre faktörleri, işletmenin faaliyet gösterdiği çevreden kaynaklanan, kontrol edilemeyen faktörlerdir. Bunlar, dış kaynaklar, rakipler

ve yasalardır. İşletmelerde kurulacak olan insan kaynakları bölümlerinin amacı, İKY işlevlerini yürütmek ve diğer bölümlere bu konuda yardımcı olmaktır. İnsan kaynakları bölümü ve yöneticisinin günümüzde üstlenmesi gereken görevleri şöyle sıralayabiliriz.

• İşletmenin hedeflerine uygun insan kaynakları politikalarının saptanması için gerekli araştırmaları yapmak, bilgi ve önerileri üst yönetime sunmak,

• Belirlenen politikalara uygun program ve çalışmaları düzenlemek ve yürütmek,

•Bu program ve çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek,

• İnsan kaynakları ile ilgili yenilikleri izlemek ve gerektiğinde uygulamak,

• İnsan kaynakları ile ilgili rutin işleri yürüterek diğer yöneticilerin işlerini hafif etmek

İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri

İKY’nin iki temel amacı, çalışanlardan maksimum verim almak ve iş yaşamının kalitesini arttırarak çalışanların yaptıkları işten zevk almalarını sağlamaktır. Bu iki temel amacı gerçekleştirme yolunda İKY birtakım işlevleri yerine getirir. Çağdaş bir işletmede İKY Bölümünün üstlenmesi gereken bu işlevler:

Plânlama Kadrolama Değerleme ve ödüllendirme Yetiştirme ve geliştirme Endüstri ilişkileri Koruma ve geliştirme olarak sıralana bilir. İşletmenin bugün ve gelecekteki işgücü ihtiyacını sayı ve nitelik olarak belirlemeye çalışan kişi, bu işlevi yerine getirirken bazı araçlardan yararlanmak zorundadır. Bu araçlar; işgücü envanterleri ve personel dönüşüm oranıdır. İşgücü envanteri; İşletmenin personel arzını nitelik olarak irdeleyen bir çalışmadır, mevcut personeli birtakım kriterlere göre irdeleyerek insan kaynağının profilini ortaya çıkarır.

Plânlamacı, bu bilgilere bakarak gelecekteki insan gücü gereksinimini nitelik açısından ortaya koymaya çalışır. Personel dönüşüm oranı; belli bir dönemde çeşitli nedenlerle (ölüm, iş kazası, emeklilik, işten ayrılma vb.) işletmeden ayrılan personelin sayısını yüzde olarak gösterir. Genellikle bir yıllık dönemler için hesaplanır. Oran şöyle formüle edilir: İKY işlevlerinden biri olan iş analizlerinin en önemli özelliği, diğer İKY işlevlerinin yerine getirilmesinde önemli bir bilgi kaynağı oluşturmasıdır. İş analizleri; işletmede yapılan birbirinden farklı işlere yönelik bilgilerin tek tek toplanması, değerlenmesi ve yorumlanmasıdır. İş analizleriyle toplanan bu bilgiler daha sonra iş tanımları ve iş gerekleri haline getirilerek karar vericilerin kullanımına sunulur. İş analizleri işi yapan kişiyi değil, işi analiz eder.

Analiz bilgilerinden; İnsan kaynakları plânlamasında, İşi alınacak personelde aranması gereken niteliklerin belirlenmesinde, İşe yerleştirme, yükseltme ve atamalarda, Eğitime alınacak personelin belirlenmesinde, Personel değerleme ölçütlerinin saptanmasında, Adil bir ücret sisteminin oluşturulmasında yararlanılır. İşe alma işlevi işletmeler açısından büyük önem taşır. İşletmeler, yaşamlarını sürekli kılmak ve rekabette üstün duruma geçmek istiyorlarsa doğru işlerde doğru kişileri çalıştırmak zorundadırlar. Bu cümlenin anlamı şöyle formüle edilebilir:

İşin gerekleri = Personelin nitelikleri

Bu eşitliğin en az hata payı ile sağlanamaması, yanlış kişilerin işe alındığı anlamına gelir. Personel seçiminin başarı göstergesi, yeni alınan personelin en kısa sürede beklenen performans düzeyine gelmesidir. İşe alma iki aşamalı bir işlevdir. Bu aşamalar iş gören bulma ve seçmedir. İşletmelerde iki farklı eğitimden söz edilebilir. Birincisi, işletmeye yeni alınan personelin işe ve işletmeye alıştırılmasına yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalar işe alıştırma (oryantasyon) kapsamında ele alınır.

Diğeri ise eski personelin daha üretken olmasını hedefleyen eğitim faaliyetleridir. Performans değerleme başka bir adla personel değerleme, personelin işinde gösterdiği başarı derecesinin, yaptığı işin gereklerine göre saptanmasıdır. Performans değerleme başarılı ve başarısız personeli biri birinden ayırmak amacıyla yapılır

Pazarlama İlkeleri

Günümüz iş hayatında pazarlama; kendine özgü prensipleri ve diğer bilimlerle de ilişkisi olan bir disiplin olarak bilinir.Gerçekte pazarlama işletmecilik konusudur ve işletmenin diğer faaliyet alanlarıyla doğrudan ilgilidir. Aynı zamanda tüketici davranışlarıyla yakından ilgilenir. Pazarlama rekabetçi bir ortamda müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetlerin sağlanmasında yapılması gereken faaliyetlerin yerine getirilmesiyle ilgili bir işletme felsefesidir. Pazarlamanın bir işletmecilik disiplini olarak yer alması yenidir. Başta işletmeler olmak üzere insanlar pazarlama uygulamaları içinde yer alırlar. İşletmelerde pazarlama yönetimine olan ihtiyacı kavrayabilmek için pazarlamanın gelişimini, toplumdaki rolünü, son yıllarda pazarlama düşüncesinde meydana gelen gelişmeleri, pazarlamayı ilgilendiren faaliyetleri ve bunların pazarlama yönetiminde nasıl uygulandığını bilmekte yarar vardır.

Bu ünitede, pazarlamanın belirli faaliyetleri kapsayan bir süreç olduğuna ve bugünkü konumuna gelinceye kadar hangi değişiklikleri geçirdiğine değinildi. Pazarlama faaliyetleri birçok değişkenin etkisi altında yürütülür. Bu değişkenlerden işletme yönetiminin denetimi altında bulunanlara "pazarlama karması-4P", yönetimin denetleyemediği değişkenler ise "pazarlamanın çevre koşulları" olarak adlandırılır. Pazarlama karması değişkenleri ile çevre faktörlerinin bir arada düşünülmesi işletmeyi pazarlama sistemi olarak ele almamızı gerektirir. İşletmeler faaliyette bulunacakları pazarlar hakkında bilgiye ihtiyaç duyarlar.

Bu tür bilgileri elde etmek için pazarlama bilgi sisteminden ve pazarlama araştırmasından yararlanırlar. Tüketicilerin satın alma davranışları, bireylerin bir ürünü satın almalarında ve kullanmaları sırasında düşündükleri üzerinde durur. Pazarlama faaliyetlerinin başarısı, tüketicilerin satın alma davranışlarının anlaşılmasına ve analiz edilmesine bağlıdır.

Ürün ve Fiyatlama

Ürün dokunulur ve dokunulmaz niteliklerin oluşturduğu bir bütündür. En genel anlamda belirlenen ihtiyaçları karşılayan işletme sunumları olarak tanımlanabilir. Ürün kavramını üç boyutta ele alabiliriz: Çekirdek ürün, tüketicinin bir ürünü satın alırken neyi satın aldığını ifade eder. Somut ürün, çekirdek ürünü tamamlayan şekil, marka ve ambalaj gibi niteliklerden oluşur. Zenginleştirilmiş ürün, mamulle birlikte sunulan veya işletmenin pazarlama sistemini sağladığı ek yarar ve hizmetler bütünüdür. Ürünleri değişik ölçülere göre gruplandırırız. Bunların başlıcaları dayanıklılık durumlarına göre ve hedef alınan kitleye göre yapılan gruplandırmalardır. Dayanıklılık durumuna göre mallar; dayanıksız, dayanıklı mallar hizmetler olarak ele alıyoruz. Hedef alınan kitle ya da Pazar bölümüne göre; tüketim malları ve endüstriyel mallar olarak gruplandırma yapılır. Birden fazla ürün üreten işletemeler de bir ürün karması mevcuttur. Ürün karması, üretici işletme tarafından satışa sunulan ürün dizilerinden oluşur.

Ürün karmasını oluşturan ürün dizisi ise, ürün karması oluşturan çeşitlerin ve işlevlerin aynı olması, aynı tüketici grubuna aynı tür aracı işletmelerce satılması ya da belirli bir fiyat ölçüsünde olması nedeniyle yakın ilişkisi olan bir grup maldır. Yeni mallar dört biçimde ortaya çıkar: Bir benzeri olmayan, gerçek anlamda mallar; pazar için yeni mallar; işletme için yeni mallar ve pazarda olan bir malın yerini alan mallar. Ürün yaşam eğrisi, ürün satış tarihçesini grafik olarak gösterir. Ürün yaşam eğrisi; giriş, gelişme, olgunluk ve gerileme olmak üzere dört aşamadan oluşur. Giriş aşaması,ürünün pazarda ilk kez yer aldığı, satışların çok az ve kârlılığın negatif olduğu aşamadır. Gelişme dönemi, satışların hızla arttığı, kârlılığın en üst düzeye ulaşarak ardından gerilemeye başladığı dönemdir. Olgunluk döneminde, satışlar azalma eğilimi gösterir ve pazarda rakiplerin sayısı artar. Ürün yaşam eğrisinin son aşamasında ise, satışlar ve kârlılık artan hızla azalmaya devam eder. Markalama ve ambalajlama ürüne ilişkin özelliklerdir. Marka, bir ürünü diğerlerinden ayırmak için kullanılan bir isim, sözcük, tasarım, sembol ya da bunların bileşimidir. Ambalajlama, üretilen malların pazarlanmasında önemli yeri olan ekonomik faaliyetlerdendir. Ambalajlamanın; motivasyon, kolaylık ve koruma olmak üzere üç temel işlevi vardır.

Ürünlerin fiyatlandırılmasında, işletme içi ve işletme dışı faktörler etkilidir. İşletmelerin uyguladığı başlıca fiyatlama yaklaşımları; maliyeti temel olan fiyatlama, pazarı temel alan fiyatlama ve rekabeti temel alan fiyatlamadır. Yeni ürünlerin fiyatlamasında uygulanan başlıca yöntemler ise, pazarın kaynağını alma ve pazara nüfuz etme yöntemleridir.

Pazarlama Kanalları ve Tutundurma

Ürünlerin üretilmesinden ve fiyatlandırılmasından sonra sıra dağıtımına gelir. Ürünün özellikleri ne kadar iyi olursa olsun, tüketiciye uygun yerde ve zamanda ulaştırılamayan ürün bu özelliklerini yitirecektir. Dağıtım bu anlamda zaman ve yer faydası yaratarak bu olumsuzluğu ortadan kaldırır. Dağıtım kanalları gazın ve suyun aktığı boru yollarına benzetilebilir. Ürün ve hizmetlerin üreticiden aracıya doğru iletilmesini olanaklı hale getirir. Dağıtım kanalları, ticari ilişkilerin, ürünlerin zilyetlik ve mülkiyetinin üreticiden nihai tüketiciye geçişinin olanaklı kılınmasında sistemin etkili birimlerinden oluşur. Üretimin ve tüketimin sınırlı olduğu, insan ihtiyaçlarının basit ürünlerle ve tekdüze karşılandığı dönemlerde alıcılar, ürün bilgilerini kolaylıkla elde edebiliyor, alıcı ile işletme arasında bir iletişim sorunu yaşanmıyordu.

Ancak ekonomik yaşamdaki gelişmelere bağlı olarak pazarın büyümesi, ihtiyaçların daha fazlalaşması ve bu ihtiyaçları karşılayacak ürün çeşitlerinin artmasıyla birlikte işletmeler ile alıcılar arasında bir iletişim sorunu ortaya çıktı. Bu iletişim sorunu ise işletmeler tarafından yerine getirilen tutundurma faaliyetleriyle giderilmektedir. Tutundurma, tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek amacı ile onları bilgilendirmeyi ve ikna etmeyi amaçlayan eylemlerdir. Tutundurma faaliyetlerini yerine getirmekle, işletme, doğru malın doğru biçimde fiyatlanarak doğru yerlerde satışa sunulduğunu, alıcılara bildirir.


Üretim Sistemleri ve Yönetimi

Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı; üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.

Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini, dönüşüm süreci oluşturur.

Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi birçok faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür. Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir. Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir, üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır. Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.

JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar. Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.

Üretim Sistemlerinin Tasarım Kuruluş ve İşleyişi

Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı; üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.

Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini, dönüşüm süreci oluşturur.

Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi birçok faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür. Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir. Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir, üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır. Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.

JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar. Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.

İşletme Bilgi Sistemi

Küresel işletmecilikte bilgisayar, bilgi işlem, bilgi ve iletişim, bir rekabet koşulu durumuna gelmiştir. Bilgi gereksinimini

hızlı bir şekilde karşılayamayan işletmeler, önemli ölçüde rekabet zayıflığına düşmektedir. İşletmenin iç ve dış çevresiyle olan her tülü etkileşimleri, çeşitli bilgi sistemleriyle denetim altına alınır. İşletim bilgi sistemleri, işletmenin çevresi, işletmenin girdileri, işletmenin süreçleri ve işletmenin çıktılarıyla, işletmenin yönetim birimleri arasında, her türlü iletişimi sağlar. Veri, bilgiye ulaşmak için yapılan gözlemlerdir. İşletme kararları alınırken, veriler değil, verilerin süreçlenmesi sonunda ortaya çıkan bilgiler kullanılır. Dolayısıyla, veriler bilgilerin hammaddesi olarak görülebilir. Verilerin derlenmesi ve bilgiye dönüştürülmesi, işletmelere, planlama, uygulama ve denetim yapma olanağı sağlar. İşletmeler, stratejik amaçlarla, işlem amacıyla ve denetim amacıyla bilgiye gereksinim duyarlar. Verilerin bilgi haline gelmesini sağlayan işlemler dizisine, bilgi işleme denir. Bir süreç olarak bilgi işleme, kaydetme, sınama, sınıflandırma, düzenleme, özetleme, matematiksel veya mantıksal hesaplama, saklama, erişme, çoğaltma ve iletme aşamalarından oluşur. Küresel işletmecilikte, bilgisayar destekli bilgi sistemleri yürürlüktedir. Bilgisayar destekli bilgi sistemi, bilgisayar olanaklarıyla işletmenin bilgi gereksinmesini karşılayan bütünleşik bir yapıdır. Donanım, yazılım, uzman bilgisayar

personeli ve veri tabanı, elektronik bilgi sisteminin başlıca öğelerdir.

İşletme yönetiminin bilgi gereksinimini karşılamak için, verilerin derlenmesi, sınıflandırılması, veri tabanlarının oluşturulması, verilerin bilgiye dönüştürülmesi ve ilgili birim

ve kişilere ulaştırılması işlevine, bütünleşik işletme bilgi sistemi denir. İşlem süreçleme bilgi sistemi, karar destek sistemi, yapay zeta, uzman sistemler, son kullanıcı bilgi sistemi, bütünleşik işletme bilgi sisteminin başlıca alt sistemleridir. İşletme işlevleri bilgi sistemi, pazarlama, üretim, insan kaynağı, finans, üst yönetim gibi işletme işlevlerini destekleyen çeşitli bilgi sistemlerini içerir. Günümüzde, bilgilerin girilmesi, işlenmesi, depolanması ve ulaştırılması teknolojileri, dünya ölçüsünde bütünleştirilmiş ve birbirine bağlanmıştır. Böylece, işletmeler, dünyanın her yerindeki bilgiye elektronik araçlarla erişebilmekte ve istediği bilgiyi aynı yöntemle istediği adrese ulaştırabilmektedir. İşletmeler, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için, çağdaş iletişim olanaklarını kullanmak durumunda kalmışlardır. Bu olanakların en başında ofis otomasyonu, internet ve intranet gelmektedir.

Geleneksel ofislerde, bürolarda ya da iş yerlerinde yapılan işlerin, elektronik araçlarla yapılmasına ofis otomasyonu denir. Dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmış durumuna, internet veya uluslararası ağ denir. İşletmeler internet olanaklarından yararlanarak, her türlü adrese elektronik bilgi aktarmaktadır. Ayrıca, internet sayesinde sanal işletmecilik ve sanal işletme yönetimi de gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki sanal işletme pazarlarının sayısı, her geçen gün hızla artmaktadır. İnternet teknolojisinin işletme içinde kullanılmasına, intranet denir. İnternetle işletmeler, dışa kapalı olarak, işletme içinde, elektronik veri ve bilgi akışını kolayca gerçekleştirmektedir. Ayrıca çalışanlar, eskiden işletme içindeki ofislerde ya da odalarda yaptıkları işleri, hiç işletmeye gelmeden, intranet ile evlerinde, taşıt araçlarında ya da dünyanın herhangi bir yerinde yapabilmektedirler.


Muhasebe

Birer ekonomik birim olarak işletmelerin iyi yönetilebilmeleri, ortakların ve di¤er ilgililerin desteklerini kazanabilmeleri

kendileri hakkında onları devamlı bilgilendirmeleriyle olur. Bu görevi muhasebe üstlenmiştir. Bu amaçla işletme içinde, işletmeden dışarıya veya dışarıdan işletmeye doğru gerçekleşen kıymet hareketlerinin kaydedilmesi ve ilgililere raporlanması gerekir. Bu, muhasebenin birinci işlevidir.

Muhasebe bilgisinin işletme içine ve dışına raporlanması yeterli değildir. Bu bilginin analizi ve yorumlanması gerekir. Finansal analiz yoluyla, işletmenin mevcut finansal durumunu daha iyi yorumlayabilmek mümkün olur. Böylece, işletme ile ilgili taraflar, işletmeden beklentilerinin karşılanıp karşılanamayacağı konusunda karar verebilirler. Finansal analiz ve yorum, muhasebenin ikinci işlevidir.

Bilginin doğru ve güvenilir olarak üretilip raporlanması için işletmede iç kontrol sisteminin kurulması; bilgi kullanıcılarının bilgiye güven duymaları için de bağımsız denetimin gerçekleştirilmesi gerekir.


Finansal Yönetim

Finansal yönetim, işletme için gerekli fonların belirlenmesi, sağlanması ve yönetilmesini ifade eder. Finansal yönetimle ilgili temel fonksiyonlar iki ana grupta toplanmakla birlikte, gerçekte çok sayıda karar alanlarından oluşur. Yatırımlarla ilgili olarak; ne tür yatırımlar, ne zaman, ne miktarda, nasıl yapılmalıdır sorularına cevap aranır. Finansmanla ilgili olarak; yapılacak yatırımlar için en uygun fon nereden, ne miktarda, nasıl sağlanmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Yine işletme faaliyetleri sonucunda elde ettiği kârların ne kadarını ortaklarına , ne kadarını işletmede bırakmalıdır gibi sorulara cevap aranır. Finansal yönetim muhasebe ve iktisatla doğrudan, pazarlama,üretim ve kantitatif yöntemlerle dolaylı ilişki içerisindedir. Yukarıda belirtilen finansal kararları vermek için gerekli veriler muhasebe departmanınca sağlanır. Bu verilerin sağlıklı ve doğru olması gerekliliği muhasebenin önemini arttırmaktadır. Bir finansman yöneticisi piyasalardaki gelişmelerle, iktisadi prensiplerle yakın ilişki içersindedir. Bu nedenle finans ve iktisat bilimleri arasında da önemli bir ilişki mevcuttur. Finans yöneticisi ayrıca karar verirken pazarlama ve üretim sürecindeki değişiklikleri de izlemelidirler.

Bu süreçlerdeki değişiklikler işletmenin nakit akışlarında değişikliğe yol açabilir. Ayrıca finansal yönetimde son yıllarda artan bir biçimde kantitatif yöntemler kullanılmakta olup, bu disiplinin finans için önemi gün geçtikçe artmaktadır. Finansal kararlar alınırken birinci amaç, işletmenin piyasa değerini ya da ortakların varlıklarını maksimum yapmaktır. Bir şirketin değeri, şirket anonim şirketse hisse senetlerinin değeri ile ölçülür. Bu amaç önceleri birinci amaç olarak belirlenen kârı maksimum yapma amacından farklıdır. Muhasebe kârı gerçek nakit akışlarını göstermeyebilir. İşletmenin piyasa değerini maksimize etme amacı nakit akışlarının zamanını ve bunların gerçekleşme

olasılıklarını, yani risklerini de göz önünde bulundurarak, kâr maksimizasyonu amacına göre öne çıkmaktadır. Finansal analiz, finansal tablolardaki çeşitli kalemler arasındaki ilişkilerin kurulmasını, ölçülmesini ve yorumlanmasını kapsayan bir faaliyettir. Bu şekilde iyi bir finansal planlama yapılması için işletmenin cari ve geçmiş dönemleri değerlendirilebilir. Finansal analizde en çok kullanılan tablolar; işletmenin belirli bir tarih itibariyle varlıklarını ve kaynaklarını gösteren bilanço ile faaliyet dönemiyle ilgili sonuçların gösterildiği gelir tablosudur. Finansal analizde yapılan analizin amacına göre farklı niteliklerdeki analizler yapılabilir ve farklı yöntemler uygulanabilir. Etkin bir planlama finansal başarı için önemlidir. Beklenmeyen problemlerle karşılaşmamak için iyi bir analiz ve uygun finansal planlar gereklidir. Finansal planlamanın üç önemli aktivitesinden ilki, finansal ihtiyaçların belirlenmesidir. Bu aşamada kısa ve uzun dönemli gelir ve giderler belirlenmeye çalışılır.

Bu da genellikle proforma finansal tablolar hazırlanarak yapılır. İkinci aktivite, bu ihtiyaçları karşılamak için bütçelerin geliştirilmesi ve üçüncü olarak da finansal kontrolün yapılmasıdır. Proforma finansal tablolar hazırlanırken en çok kullanılan yöntem satışların yüzdesi yöntemidir. Bu yönteme göre her kalemin geçmiş dönemlerde satışlar içindeki ağırlığı belirlenerek aynı yüzdelerle proforma tablolara yansıtılır. Oranlar ve regresyon yöntemleriyle de proforma tablolar hazırlanabilir. Finansal kontrol ise belirlenen politikaların uygulanmasını denetim altına almak ve piyasa koşullarındaki değişmelere bakarak gerekli düzeltmeleri hızla yapmak amacıyla yapılır. Finans yöneticisinin en önemli görevlerinden birisi fonların nereye yatırılacağını belirlemektir. Bir başka deyişle dönen varlıklara ve sabit varlıklara ne düzeyde yatırım yapılacağını belirlemektir. Sabit varlıklara yatırım yaparken olağanüstü finansal planlar hazırlanır ve buna sermaye bütçelemesi denir. Sabit varlıklar, ekonomik ömrü en az bir yıl olan değerlerdir. Dönen varlıklara yatırım ise çalışma sermayesi yönetimi başlığında incelenir. Dönen varlıklar çabuk paraya dönüşen likit varlıklardır. Riski sevmeyen bir finans yöneticisi çalışma sermayesine daha fazla yatırım yaptıkça işletmenin karlılığının azalmasına neden olacaktır. Çalışma sermayesinin düzeyini; işletmenin faaliyet konusu, büyüklüğü, satışlarındaki düzenlilik ile, satışlarındaki artış ve azalış oranı etkiler.

Finansal Sistem ve Kurumlar

Tüketim fazlası olan bireylerin tasarruflarının, tüketim açığı olan bireylerin kullanımına sunduğu piyasalara finansal

piyasalar denir. Bu piyasalarda fonların el değiştirmesi kıymetli evrak da denilen finansal varlıklarla olur. Bir ekonomide fon arz edenler, fon talep edenler, yatırım ve finansman araçları, yardımcı kuruluşlar ile hukuki ve idari

düzen finansal sistemi oluşturur. Finansal piyasalar; süreye göre, para ve sermaye piyasası; örgütlenme şekline göre, organize olmuş ve olmamış piyasalar; finansal varlıkların piyasaya çıkış durumuna göre de birincil ve ikincil piyasa şeklinde sınıflandırılabilir. Finansal piyasalarda fon arz ve talebinin buluşması genellikle finansal kurumlar aracılığıyla gerçekleşir. Finansal kurumlar fon maliyetini azaltmak, risk ayarlaması, vade ayarlaması ve miktar ayarlaması yapmak, danışmanlık yapmak gibi fonksiyonlar üstlenmişlerdir.

Finansal kurumlar, para yaratan ve para yaratmayan kurumlar olarak gruplandırılabilir. Para yaratan finansal kurumlar merkez bankası ve ticari bankalardır. Para yaratmayan finansal kurumlar ise yatırım ve kalkınma bankaları, sigorta kurumları, kollektif yatırım kurumları, factoring, forfaiting, leasing şirketleri, risk sermayesi şirketleridir. Finansal varlıklar, ortaklık veya alacaklılık hakkı veren, belli bir meblağı temsil eden hisse senetleri, tahviller, finansman bonoları ve hazine bonoları gibi varlıklardır. Finansal araçlar; paraya çevrilebilirlik, bölünebilirlik, geri dönülebilirlik, getiri, vade, risk gibi özellikleri açısından

farklılıklar gösterirler. Vadesi bir yıla kadar olan fon arz ve talebin karşılaştığı piyasaların başlıca finansal varlıkları, hazine bonoları, REPO, banka mevduatı,finansman bonosu, banka bonosu ve varlığa dayalı menkul kıymetlerdir. Sermaye piyasasının temel finansal varlıkları hisse senedi ve tahvillerdir.


Çokuluslu İşletmeler

Uluslararası işletmecilik ve çokuluslu işletmeler son yıllarda globalleşme ile işletmecilik konularının vazgeçilmez bir parçası olmaya başladı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde ekonomik ve sosyal gelişmelere paralel olarak işletmelerin ekonomik güçlerinin çok artması ve bazı ülkelerin GSMH’dan daha fazla satış hacmine ulaşmaları globalleşmenin başlangıcı olmuştur. Çokuluslu işletmeler bugün artık, çeşitli ülkelerin vatandaşları gibi görülmekte, ülkelerin yasal, politik koşullarına uymakta ve vergi vermektedirler. Çokuluslu işletmeleri etkileyen üç çevreden söz edebiliriz. Bunlar ülke içi çevre, yabancı çevre ve uluslararası çevredir.

Çokuluslu işletmenin tanımında bazı ölçütler vardır. Bunlar iki veya daha fazla ülkede faaliyet gösterme, ülke dışında mülkiyet, üst yönetimin milliyeti ve benzer ölçütlerdir. "Çokuluslu işletme ülke içi ve ülke dışındaki yatırımları işletme amaçlarına ve işletme sahiplerinin çıkarlarına uygun bir biçimde yöneten ticaret ve sanayi işletmesidir". Çokuluslu işletmelerin ülke dışında faaliyet göstermelerinde ilk adım ihracat yapmaktır. Bu aşamadan sonra lisans anlaşması, franchising, dış ticaret işletmelerini kullanma, ülke dışında şube açma ve joint venture ile diğerleri gelir.

Çokuluslu işletmeler yabancı ülkelere girişleri ve faaliyetleri sırasında değişik koşullarla karşılaşırlar. Toplumsal, kültürel, ekonomik, yasal veya siyasi farklılıklar işletmelerin yabancı ülkelere yatırım kararlarında etkili olur. Çokuluslu işletmelerin yönetiminde ilk adım planlamadır. Ulusal planlama ile uluslararası planlama arasında büyük farklar vardır.


SOYTÜRK TV
 
SİTEMİZE HOŞGELDİNİZZZ....LÜTFEN REKLAMLARA TIKLAYINNN
REKLAMLARA TIKLAYIN!!
 
BİZİ EKLEYİN=>PAYLAŞ
 
EkleBunu RSS Ekle Butonu EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu ?google
 
5034 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol